Ankara Anlaşması Vizesi Başvurusu Nereye Yapılır?






Bilindiği üzere 2014 Nisan ayına kadar, İngiltere vize başvurularını aracı kurum olan WorldBridge kabul etmekteydi. Ancak bu tarihten sonra, vize işlemlerinin takip ederek, konsolosluklarla başvuru sahipleri arasında bir köprü vazifesini üstlenecek kurum Teleperformance olarak belirlenmiştir.

Yoğun olarak başvuru kabul edildiğinden dolayı, düzeni sağlamak ve uzun bekleme sürelerine sebep olmamak için, tüm başvurular direkt olarak internet üzerinden randevu alınarak gerçekleştirilmektedir. Başvuru yapabilmek için iki adet internet sitesi kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi başvuru formunu doldurmak üzere girilecek olan ve İngiltere’ye ait https://www.gov.uk/apply-uk-visa sitesi ve diğeri de tüm vize başvurusunun takip edilebileceği, daha sonra evrakların teslim edilerek, biometrik bilgilerin alınacağı kuruluş olan Teleperformance’a ait https://uk.tlscontact.com/tr/splash.php adresidir.

Randevu alındıktan sonra seçilen gün ve saatte, TLS Contact adresinde 15 dakika önceden bulunulması yeterli olacaktır. Başvuru merkezine kabuller belirli dakikalar arasına göre ve sırayla yapılmaktadır. Yaşanılan tecrübelere göre, genellikle başvuru merkezi çalışanları işlerine hakimdir ve düzeni sağlayarak randevuları yürütmektedir. Herhangi bir sorunuz ve aklınıza takılan bir konu varsa, bir görevliye danışmaktan çekinmenize kesinlikle gerek yoktur.

İstanbul‘daki vize başvuru merkezi adresi:

Profilo AVM
Cemal Sahir Cad.
Kat 4 No.138/A
Mecidiyeköy

Ankara’daki vize başvuru merkezi adresi:

Sheraton Business Centre
Boğaz Sokak
Kavaklıdere
06700

İzmir‘deki vize başvuru merkezi adresi:

Aksoy Plaza
Kıbrıs Şehitleri Caddesi No:152
Alsancak, 35220

Adana’daki vize başvuru merkezi adresi:

Adana Ticaret Odası
Abidinpaşa Caddesi No: 52
Seyhan

Antalya’daki vize başvuru merkezi adresi:

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası
Göksu Mahallesi
Gazi Bulvarı, No 531

Gaziantep’teki vize başvuru merkezi adresi:

Muammer Aksoy bulvarı

Hüseyin İncioğlu Cad.
No.34/B
Şehitkamil

Bursa‘daki vize başvuru merkezi adresi:

Sheraton Bursa Hotel
Odunluk Mahallesi
Akpınar Caddesi
Nilüfer, 16110

Başvuru Sonrası Neler Olacak?


Doldurduğunuz başvuru formu ve ek olarak topladığınız tüm belgelerinizle birlikte, yukarıda belirtilen adrese gidip, randevunuz sırasında başarıyla başvurunuzu tamamladınız. Peki bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Başvurunuzu kabul eden başvuru merkezi tüm belgelerinizin kontrol için İngiltere konsolosluğu ile koordine bir şekilde çalışarak başvurunuz incelenmeye başlayacak. Yaşanan tecrübelere göre, başvuru yapıldıktan sonra konsolosluktan veya TLS Contact kurumundan telefon alma ihtimaliniz bulunmaktadır. Bu arama başvurunuzla ilgili herhangi bir eksiklik, ek bilgi talebi veya mülakata çağrılma gibi konular için yapılabilmektedir.  Mülakat hakkında tüm bilgileri ele aldığımız ve size çok faydalı olacağını düşündüğümüz bu yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

Başvuru sırasında iletişim için verdiğiniz e-posta adresinize süreçle ilgili bilgilendirme yapılmaktadır. Ayrıca TLS Contact internet sitesine giriş yaptıktan sonra da başvuru sürecinizi takip edebilirsiniz.

TLS Contact takip ekranı şu şekilde olacaktır:

Sırasıyla Başvuru Gönderildi, Karar İçin Transfer Edildi, UK Visas And Immigration Tarafından Alındı, Karar Verildi, Teslimata Hazır, Pasaport Alındı şeklindedir. Gördüğünüz üzere süreçte ilerleme kaydedildiği zaman, süreç başlığı yanında yeşil tik görülebilmektedir. Ayrıca başvurunuz tamamlandıktan sonra TLS Contact, cep telefonunuza bir SMS de göndermektedir. Başvurunuz tamamlanıp pasaportunuzu teslim aldıktan sonra, mutlaka bu yazımızda dikkat çektiğimiz noktaları kontrol ediniz.





Sevebilirsin...


Bir Yazılımcı Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye Gidip Nasıl İş Bulur?






Yazılım üretme diğer mesleklere bakıldığında tarihi boyutu ile yeni bir meslek sayılabilir. Doktorluk, inşaat mühendisliği, mimarlık, vs. gibi meslekler neredeyse insanlık tarihi ile yaşıt iken bilgisayar mühendisliği ve özelinde yazılımcılık en fazla 50 yıl geçmişe dayanan bir meslek. Son 20-30 yılda ise çok hızlı bir yükseliş trendinde.

Bu mesleği yapan uzmanlara olan talep tüm dünyada olduğu gibi İngiltere’de de sürekli yükseliyor ve azalacak gibi de görünmüyor zira neredeyse dokunduğumuz herşeyin içinde bir yazılım var ve dünya yazılım üzerinde dönüyor desek yalan olmaz. Evinizdeki kombiden, elinizden düşürmediğiniz cep telefonuna, elektrik sayacınızdan kullandığınız arabaya kadar her yerde yazılım var. Hal böyle olunca da tüm bu yazılımları üreten uzmanlara ihtiyaç var. Bugün elektrik kesintisi nasıl hayatı felç edebiliyorsa yazılımların çalışmaması ya da yazılım kaynaklı bir hatanın ortaya çıkması tüm hayatı felç edebiliyor. Uçak bileti almaktan tutun da bankacılık işlemlerine kadar herşey bir anda durabiliyor.

İngiltere %4 ila 5 işsizlik oranı ile iş piyasası açısından işsizlik oranı Avrupa’nın en düşük ülkelerinden biri. Üstelik bu oran nitelikli çalışanlarda çok daha düşük seviyelerde yani nitelikli bir çalışanın işsiz kalması neredeyse imkansız. Yazılım üretimi doğası gereği analitik zeka ve yüksek konsantrasyon gerektiren bir iş. Bir de sürekli kendini geliştirmenizi isteyen bir meslek. Bu yüzden bu mesleği bu niteliklere sahip ve istekli insanlar yapabiliyor. Bu da iyi yazılımcıların kolay yetişmiyor olması sonucunu doğuruyor. Bu meslek erbaplarına talep çok arz az olunca da yazılımcılar aranan kişiler haline geliyor.

Peki bu pozitif durumun yarattığı fırsatları nasıl kullanacaksınız? İngiltere’de yazılımcı olarak nasıl iş bulacaksınız?

İyi Bir Özgeçmiş Hazırlayın


Her ne iş yaparsanız yapın, iyi iş imkanlarına ulaşabilmek için o işi iyi sunmalısınız. Sunum çok önemlidir. Yazılımcıların temel eksiklerinden biri sosyal yönlerinin genelde zayıf olmasıdır. Yazılımcılar bilgisayar başında uzun saatler çalışır ve çok analitik düşünen insanlardır. Bu durum yazılımcıların sunum becerilerini azaltabilir. Bu yüzden yaptığınız işin değerini gözlemeli ve çalıştığınız şirketlere neler kattığınızı bilmelisiniz. Bir yerde ne kadar çalıştığınız elbette önemlidir fakat daha da önemlisi çalıştığınız yerde ne gibi bir katma değer yarattığınız ve şirkete ne kazandırdığınızdır.

Birkaç çarpıcı özgeçmiş şablonu bularak bunları inceleyin ve sizi en iyi yansıtabilecek şablonu bulun. Özgeçmişinizde çalıştığınız yerleri ve buralarda yaptığınız işleri ve aldığınız sorumlulukları mümkünse rakamlar belirterek yazın. Eğitim durumunuz ve sahip olduğunuz sertifikaları da eklemeyi unutmayın. Adres kısmına sadece şehir yazsanız olabilir. Bunlar bir özgeçmişin temel çatışını oluşturur. Burda rakam belirtin ile kastettiğimiz şey örneğin sizin geliştirdiğiniz yazılım şirkette nerde ne amaçla kullanılırken nasıl bir sonuç elde edilmesine yaradı? Şirkete direk para kazandırdı ise bunun boyutu ne? Şirkete direk para kazandırmayıp başka sistemlerle birlikte kullanıldı ise fark yaratan şey ne? Bunları kısaca 1-2 cümle ile de olsa belirtin.

Türkiye’de özgeçmişlerde medeni durum, askerlik durumu, hobiler ve fotoğraf yer almaktadır. İngiltere’de bunlar özgeçmişe koyulmaz ve koyulması tuhaf karşılanır. Üstelik iş görüşmesinde bu ve benzeri bazı şeylerin sorulması kişisel alana girmek olarak algılanır ve kanunen yasaktır. Dolayısıyla bunları özgeçmişinize yazmayın.

Referans sadece iş teklifi alırsanız verilmelidir. Bunları özgeçmişinize önceden yazmanıza gerek yok zira özgeçmişinizi birçok kanalda yayınlayacaksınız ve birçok insan okuyacak. Bunların hepsinin sizin referanslarınızın isim ve iletişim bilgilerini görmesine gerek yoktur. Sadece son aşamaya gelmiş ve teklif alma durumunda referanslar istenebilir ve verilir.

Çok uzun özgeçmişler hazırlamayın. 2-3 sayfayı geçmesin.

Yazılımcılar farklı pozisyonlarda çalışabilirler. Yazılım takım lideri olabilirsiniz, ürün müdürlüğü yapabilirsiniz, ya da direk sadece yazılım geliştirme yapabilirsiniz. Bu durumlar için farklı birkaç özgeçmiş hazırlayabilirsiniz.

Başvuru Yerleri ve İşverenlere Ulaşmak


Recuiter Web Siteleri ve Büyük Recruitment Siteleri


Günümüzde hemen herşeyde olduğu gibi bu konuda da herşey artık internette yapılır durumda. İngiltere’de her iş kolunda eleman bulma oldukça profosyonel bir şekilde yapılmaktadır ve binlerce recruiter (ik firması) şirket bulunmaktadır. Bu şirketlerin hepsinin web sitesinde iş ilanları yer alır. Ayrıca bu şirketler açık pozisyonları bu konuda hizmet eden çok büyük iş arama sitelerinde de yayınlarlar. Bu sitelerde profil oluşturup, gerekli bilgileri ve anahtar kelimeleri girmeli ve özgeçmişinizi eklemelisiniz. Bu sayede binlerce recruiter şirket özgeçmişinizi görebilir ve sizinle temasa geçer. Onların sizinle temasa geçmesinin yanında siz de mutlaka pro-aktif olun ve profilinize uygun işlere başvurun. İş başvurularınızın sayısı önemlidir. Elbette mümkün olduğunca çok firmaya ve fırsata ulaşmak en güzelidir fakat her önünüze gelen işe başvurmayın. Recruiterların gözünde “desperate bir şekilde iş arıyor” imajı vermemeye dikkat edin.

Yüzlerce büyük iş arama sitesi olduğu için hepsine bu yazıda değinmek mümkün olmaz. Google’da “software jobs in the uk”, “it jobs in the uk”, “it contractor jobs in the uk”, “contractor software development jobs in london” vs. gibi anahtar cümleler ile arama yaptığınızda karşınıza indeed.co.uk, reed.co.uk, jobsite.co.uk ve daha yüzlerce iş arama sitesi çıkar. Tüm bu siteleri içeren kendinize ait bir liste oluşturup hepsinde profilinizi oluşturmanız faydalı olacaktır. Bu gibi sitelerde iş arama ve başvuruları yapmayı da unutmayın!

Tanıdıklar


Bunun yanında İngiltere’de IT sektöründe olan tanıdıklarınızla mutlaka temasa geçin ve özgeçmişinizi ulaştırın. Tanıdığınız kişiler IT sektöründe değilse fakat profosyonel iş dünyasında ise özgeçmişinizi onlara ulaştırmanız da fadalı olur zira her sektörde herkes yazılımcı arayan birilerine mutlaka denk gelir. Bu da size çıkabilecek fırsatlardan haberdar olma ve işverene özgeçmişinizi ulaştırma imkanı sağlar.

Linkedin


Linkedin uzun süredir Jobs adı altında işverenlere kendi iş ilanlarını yayınlama imkanı vermektedir. Her profosyonelin ve her firmanın Linkedin’de üyeliği bulunmaktadır. Linkedin profilinizi sürekli güncel tutun ve aynen özgeçmişinizde olduğu gibi Linkedin profilinize de gözünüz gibi bakın. Linkedin’in Jobs kısmından arama yapıp hem recruiter firmalara, hem recruiter kişilere hem de iş ilanın sahibi firmalara direk ulaşabilirsiniz. Herkese bağlantı isteği göndermenize gerek yok, Linkedin’in inMail denen mesajlaşma imkanı ile önce bir mesaj gönderip işe olan ilginiz belirtebilir ve kendinizi tanıtabilirsiniz. Sonrasında temasa geçtiğiniz kişi ya da şirket sizi yönlendirecek ve konuyu ilerletecektir. Eğer inMail krediniz biterse ya yenilerini satın alın ya da Linkedin’in sunduğu premium üyeliklere geçin.

Başvurularınıza Cevap Alma ve Sonrasındaki Süreç


Başvurularınıza cevaplar telefon ve email ile gelir. İngiltere’deki recruiter şirket çalışanları oldukça pro-aktif yani tabir caizse çok cabbar ceval insanlardır. Nitelikli elemanın özgeçmişine ulaştıklarında ona mutlaka bir iş bulmak isterler. Bunun en temel nedeni recruiterların bu işten para kazanıyor olmasıdır. Ne kadar nitelikli bir eleman bulurlarsa kazandıkları para o ölçüde artar zira sizin kazanacağınız para ölçüsünde para kazanırlar.

Telefon görüşmelerinde sorulan sorulara net cevap verin ve fazla detaya girmeyin. Emaillerde de aynı şekilde, sadece yeteri kadar bilgi verin. Bazı recruiterlar hangi firmalarla görüştüğünüz gibi işle alakalı olmayan sorular sorarlar. Bu soruları ustalıkla geçiştirin. Bu soruların amacı hangi firmaların eleman aradığını öğrenip o firmalara eleman sağlamak amaçlı pazarlama yapmaktır. Eğer İngiltere’ye yeni gitti iseniz ve acilen iş arıyorsanız rectuirerlar bu durumu her türlü kullanmak isterler ve bu tür sorular sorabilirler. Siz sadece iş çerçevesinde sorularla ilgilenin, diğerlerini sessiz kalarak ya da işle ilgili konulara geçerek geçiştirebilirsiniz.

Recruiter telefon veya email ile ikna olursa sizi görüşmeye devam eder ve yüzyüze görüşür. Eğer size iş sağlamaya karar verirse iş teklifi alırsınız. O aşamaya gelmeniz çok uzun sürmez, 1 hafta hatta bazen çok daha kısa sürebilir. Tebrikler! İş teklifi aldınız. Peki şimdi ne olacak? İş teklifi aldığınızda size sordukları maaş beklentinize göre bir maaş teklif edilir. Bu teklif beklentinize uygunsa işi kabul ettiğinizi belirtip resmi teklifi isteyin. Resmi teklifi mutlaka detaylıca okuyun ve kontrol edin. Sonrasında sözleşme imzalanır ve işe başlarsınız. İşvereniniz çalışma izninizi kontrol eder ve NIN’i yani National Insurance Number isimli numarayı sorar. Bu numaranın nasıl alınacağına dair yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Bunları gösterip işe başlarsınız.

Ne Kadar Para Kazanırım?


İngiltere’ye Ankara Anlaşması ile gidenler bir iş planı hazırlar ve o plan dahilinde başvuru yapıp vize alırlar. Bu bir girişimci vizesidir fakat birçok kişi bu vize ile gidip kontraktor yani sözleşmeli çalışmayı tercih eder. Bu durumda şirketin direk bir elemanı olmazsınız, yani şirketin bordrolu çalışanı (permanent emloyee) olmazsınız ve şirketin sağladığı benefitlerden yararlanamazsınız. Statünüz sözleşmeli (contractor) şeklindedir.

Her kontratın bir süresi olur ve İngiltere’de sözleşmeli çalışanların ücreti genelde günlük miktar verilerek belirtilir. Yazılımcılar için günlük ücretler 300 sterlin ile 500 sterlin arasındadır. Günlük 600-700 sterlin ücret alan yazılımcılar da vardır fakat bu ücretler için işinizde gerçekten iyi olmalısınız.

Kontratınız 3 aylık, 6 aylık ya da yıllık olabilir. Bu süre işverenin size ne kadar süreyle ihtiyaç duyduğuna ve istediğine göre değişir. Bu yüzden sözleşmeli çalışanlar bazen kontratlar arasında ara verebildiği gibi bazen de kadrolu çalışanlardan daha fazla çalışırlar zira bazen kontratlar ardı ardına eklenir. Tatil planlarınızı kendiniz yapmalısınız.

www.itjobswatch.co.uk – yazılımcı ücretlerini yayınlayan kapsamlı bir site.




Kontratınız bitmeden recruiterları haberdar etmelisinizki yeni kontrat yapabilesiniz. Eğer firma sizinle kontratı sonlandırmak isterse yeni bir firma yani bir bir iş aramalısınız.

Kazanılan bu paradan vergi alınır. Siz iş yaptığınız firmaya fatura kesersiniz, onlarda da anlaşmanıza göre günlük ya da haftalık ödeme yaparlar. Faturaları mutlaka saklamanız gerekir. Hem vergi öderken hem de vize uzatma başvurularınızda gerekir. İngiltere’de vergi oranı her %20’den başlar fakat bu oran kişinin durumuna göre değişir. Alabileceğiniz vergi indirimleri için muhasebecinize danışmayı ve bu konudaki uygulamaları en azından genel itibari ile bile olsa takip etmeniz sizin yararınıza olur.

İngiltere IT sektöründeki ücretlerle ilgili detaylı bilgiyi ITJosbWatch sitesinde bulabilirsiniz.

Peki Ya Rekabet Ne Olacak? Hintliler Tüm İşleri Kapmıyor Mu?


Her alanda olduğu gibi yazılım alanında da çalışanlar arasında rekabet elbette var. Üstelik oldukça çetin. Bu rekabette bazı ilginç faktörler de var. Bunlardan en başında yazılımcı olmak için illa bir formal eğitim gerekmiyor olması. Yazımızın başında da dediğimiz gibi yazılımcı olmak için analitik bir zekaya ve üstün konsantrasyon yeteneğine sahip olmanız gerekir. Eğer bunlara sahipseniz yazılımcı olabilirsiniz ve illa bilgisayar mühendisi olmak gibi bir mecburiyetiniz de yok. Erken yaşta yazılım geliştirmeye başlayan, diğer mühendislik alanlarında eğitim alıp kurs ve çalışma ortamı ile yazılım geliştirme öğrenen, kariyer değişikliği yapıp bilgisayar programlama eğitimi alan birçok insan bu mesleği başarı ile yapabilmektedir. Bu da bu alandaki rekabeti artırır.

Doktor diploması olmayan bir kişi doktorluk yapamaz, inşaat mühendisi olmayan biri inşaat sektöründe çalışamaz, avukat olmayan birisi Avukatlık yapamaz. Bu tür meslekler kanun ve regülasyonlarla belirlenmiş kurallara uymak zorundadır. Hem devlet hem de işverenler buna dikkat eder ve sizden hem ilgili diploma hem de işe özel sertifikalar gerekiyorsa onları ister. Yazılımcılar için ise o işi yapabiliyor olmak ve o işte tecrübeli olmak yeterlidir. Diploma istenebilir fakat iyi bir yazılımcı iseniz diploma şartı koşulmaz.

Diğer ilginç bir nokta ise hemen her konuda açık kaynaklı yazılımların sayısının her geçen gün artıyor olması. Örneğin bundan 20 yıl önce sadece web sitesi yaparak iyi paralar kazanabiliyorken artık bu durum geçerli değildir. WordPress ya da benzer yazılımlarla bir web sitesi kolayca hazırlanabilmektedir. Benzer durum her alanda geçerlidir. Bu da bu yazılımları özelleştirmeyi bir miktar bilen insanların kendine yazılımcı demesine yol açmaktadır. Bu faktörde rekabetin dozunu artırır. Bu yüzden herkeste olmayan yazılım geliştirme niteliklerine sahip olmak önemlidir.

Peki gelelim Hintliler’e? Bu konuda hem dil hem de matematik bizden yana değil. Hindistan uzun süre İngiliz egemenliğinde kalan bir ülke olduğu için Hindistan’da ortak dil İngilizce’dir ve birçok insan İngilizce bilir. Buna bir de Hindistan nüfusunun 1 milyar 293 milyon kişi olmasını eklersek konu iyice ciddi bir hal alır. Her yıl binlerce yazılım uzmanı Hindistan’dan dünyaya dağılır ve İngiltere de bundan nasibini alır. Hindistan’da yaşam standardı birçok ülkeden geride olduğu için Hintliler çoğu diğer ülke vatandaşlarından daha az ücretle çalışmaya razı olabilirler. Bunu gittikleri ülkeye alışıp ve işlerinde iyice tecrübe kazanıncaya kadar yaparlar ve bu da işverenlerin onları tercih etmesine yol açar.

Bu faktörlerden dolayı Hintliler IT sektöründe her yerdedir. Onlarla rekabet edebilmek için işinizde iyi olmalı, İngilizce ve sosyal becerilerinizi geliştirmelisiniz. Tüm bunlara rağmen Türkiye’den İngiltere’ye giden yazılımcılar genelde iş bulabilmekte ve iyi işlerde çalışabilmektedir. Tecrübelerimiz bunu göstermektedir.

Türkiye’deki İş Tecrübemi Saymadılar. Ne Yapmalıyım?


Bu konuda gerçekçi olmak gerekir. Türkiye içerden bizlere çok önemli görünebilir ve günlük siyaset ile sosyal yaşamın harareti bizi dışarıyı anlamaktan alıkoyabilir. Fakat İngiltere gelişmiş ve rekabetçi bir ülkedir. Her alanda en iyi uzmanları çeken her alanda adeta bir premier lig gibidir. Bu yüzden Türkiye’deki iş tecrübesi İngiltere’de birşey ifade etmeyebilir. Örneğin bir bankada 10 yıl yazılım geliştirme yönetmeni olarak çalışıp İngiltere’de iş bulamayabilirsiniz zira İngiltere’de yönetici anlayışı bizden farklıdır. Orda alanınızda spesifik olarak uzman olmanız beklenir ve yönetici ünvanları bizdeki kadar kolay verilmez. Yani bizdeki gibi her önüne gelenin Linkedin’de “manager” olduğu gibi İngiltere’de manager pozisyonu bol kepçe dağıtılmaz.

Bu durumda iş tecrübesinin yanında spesifik konulardaki uzmanlığınızı, bilginizi ve tecrübenizi geliştirmenizi öneririz. Ayrıca trendleri takip edip sürekli öğrenmeyi bir kültür haline getirirseniz hiç işsiz kalmaz, aksine hep aranan biri olursunuz.

Bu yazımızda İngiltere’de yazılımcı olarak iş bulmanın püf noktalarını anlattık. Bunları dikkate alırsanız iş bulmakta zorlanmazsınız. Ayrıca bu temel prensipler IT’nin her alanında uygulanabilir ve başarılı bir kariyer yapmanıza imkan verir.

İngiltere’de iş ararken faydalanabileceğiniz iş arama siteleri ve recruitment sitelerinin web adreslerini ingiltererehberi.net’te bulabilirsiniz. Listeye sitemizin üst menüsünden İş Arama Siteleri linkini ya da bu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Vize, İngiltere’de iş kurma ve Ankara Anlaşması hakkında soru ve görüşleriniz için bize bilgi@ingiltererehberi.net eposta adresinden ulaşabilirsiniz.





Sevebilirsin...


Geçici NIN(National Insurance Number) ile İşe Başlamak Mümkün Mü?






Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye gidenlerin en çok zorlandığı konulardan biri National Insurance Number yani NIN almaktır. NIN’in ne olduğu ve nasıl alındığını burdaki yazımızda değinmiştik ve öneminden bahsetmiştik.

Bu yazıda eğer NIN alamadı iseniz ve kontratlı bir iş bulduysanız işvereniniz size NIN sorduğunda ne yapacağınızı anlatacağız.

Her ülkede olduğu gibi İngiltere’de geliri olan herkes vergi ödemek zorundadır. İster bir çalışan, ister kendi işinin sahibi, isterse de kira geliri, faiz geliri, hisse senedi geliri, vs. gibi yasal herhangi bir yolla gelir elde eden biri olun, vergiye tabi olursunuz.

Eğer İngiltere’ye gitmeden iş bulup ve iş bulduğunuz şirketin vize sponsorluğu ile gidiyorsanız işiniz biraz daha kolay. Zira bu şirket size NIN çıkarır ve maaşınızı öderken vergi kesintisi yapıp bu NIN numaranız ile sizin adınıza verginizi İngiltere’de vergileri toplayan HMRC’ye öder.

Fakat eğer İngiltere’ye Ankara Anlaşması ile gittiyseniz ve NIN numaranız siz başvurmadan verilmedi ise işiniz gerçekten zor. NIN alma ile ilgili yazımızda da bahsettiğimiz gibi size en yakın Jobcentre’a başvurmalı ve süreci takip ederek NIN almalısınız. Bu bazen haftalar, bazen de aylar sürebilir. NIN almak üzere 4-5 denemesinde de red alanların olduğu biliniyor.

National Insurance Number – NIN ya da NINo




Peki henüz NIN alamadı iseniz ne yapacaksınız? Bir müşteriniz size birkaç aylık ya da daha fazla süreyle kontratlı bir iş verdi ve ödeme yapmak istiyor. Bu durumda size NIN soracaktır. Eğer NIN’e sahip olmadığınızı söylerseniz işi kaybedebilirsiniz zira işveren sizi yasal bir sözleşme ile çalıştırmalı ve fatura kesip vergi verdiğinizden emin olmak ister ve haklıdır da.

Bu durumda imdadınıza temporary NIN yani geçici NIN devreye girer. Geçici bir NIN numarası oluşturulur ve resmi işlemlerde geçici bir süre ile bu kullanılır. Bu numarayı işvereniniz oluşturabilir. Eğer nasıl oluşturulacağını bilmiyorsa bunu siz ona anlatmalısınız.

Temporary NIN (Temporary National Insurance Number) – Geçici NIN Nasıl Oluşturulur?


Temporary NIN – Geçici NIN TN, sabit harfleri ile başlar ve doğum tarihiniz ile cinsiyetinizi belirten DD MM YY F/M kuralları ile devam eder. Burdaki

  • DD: Gün

  • MM: Ay

  • YY: Yıl

  • F/M: Cinsiyetinizi belirtir, F:Kadın, M:Erkek


Örneğin İsminiz Kubilay Türkyılmaz ve doğum tarihiniz 29.06.1983 ise temporary NIN’iniz TN29061983M şeklindedir. Burdaki TN sabit, sonrasında gelenler doğum tarihi ve M Erkek anlamlarına gelir.

İngiltere’de vergileri toplayan kurum HMRC temporary NIN ile vergi ödemesi kabul etmeyi durdurmuştur. Fakat hala bu numarayı kullanan muhasebeciler ve kabul eden işverenler bulunmaktadır. Eğer bir muhasebeci ile çalışıyorsanız temporary NIN’in kaldırıldığı halde kullanılıp kullanılamadığını sorabilirsiniz. Neticede er ya da geç kalıcı NIN alacaksınız ve vergilerinizi bunu kullanarak ödeyeceksiniz. O zamana kadar temporary NIN ile devam edebilirsiniz.

 





Ankara Anlaşması Vizesinin Gizli İşçi Olma İhtimali İle Reddedilme Riski






Disguised Employee durumuna düşmekten sakının. Fotoğraf:telegraph.co.uk




Başlıkta belirtilen “gizli işçi” ve “gizli işçilik” terimleri, yani “disguised employement” İngiltere vize memurlarının başvuru ve uzatma (extension) taleplerini reddederken sıklıkla kullandıkları bir nedendir. Terim olarak sadece bir şirkette çalışarak, yapılan işin, o işten gelen kazancın ve o işle ilgili diğer tüm unsurların gizlenerek, otoritelere, özellikle vergi kurumlarına herhangi bir şekilde belirtilmemesi anlamına gelmektedir.

Ayrıca daha önce çalışılan bir şirket için, iş planında “potansiyel müşteri” olarak bahsedilmesi, ilk veya uzatma başvurunuzun reddi ile sonuçlanabilmektedir. Bunun nedeni, zaten hali hazırda müşteri olarak gösterilen bir şirketin, tekrar potansiyel müşteri olarak gösterilmesi, vize memurunu tarafından başvuruyu yapan kişinin vize alabilmesi için, bu şirketi vize için kullandığı ve vize alındıktan sonra da sadece bu şirkete hizmet edileceği düşüncesine itmektedir.

Sevebilirsin...


Ayrıca İngiltere’ye özellikle serbest çalışan (freelancer) olarak gidecekler için, iş planında yoğun olarak sadece bir şirketle çalışılacağı bilgisi üzerinde durulması halinde, İngiltere’ye gerçekten serbest çalışmak için değil, tek bir şirkete tutunarak gidileceği izlenimi uyandırılmaktadır.

Unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri, Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye gidildiğinde, herhangi bir şirkette maaşlı olarak çalışılmasının mümkün olmamasıdır. Bu da, tek firmaya odaklanarak yapılan başvurularda gizli işçilik riskini doğurmakta ve Ankara Anlaşması maddelerine uyulmadığından dolayı, amaç dışı bir durum ortaya çıkma potansiyelini engellemek adına, başvuruların reddedilmesiyle sonuçlanmaktadır.

Başvuru öncesinde iş planını hazırlarken, vize memurunun aklına herhangi bir şekilde gizli işçiliğe en ufak bir şekilde eğilim olmadığının gösterilmesi gerekmektedir. Aynı şekilde, vize uzatma (extension) başvuruları sırasında da, geçmiş bir yıl boyunca herhangi bir iş hareketliliği gösteremeden, sadece bir kişiye hizmet ederek çalışılması da, vize uzatma taleplerinin reddiyle sonuçlanmasına yol açmaktadır. Tavsiyemiz, her ne kadar ilk başlarda sadece bir müşteriye hizmet edilse de, ilerleyen aylarda mutlaka farklı müşterilere de yönelerek, ufak da olsa farklı işler yapılması şeklindedir. Elbette uzun vadeli olarak bir müşteriye hizmet veriliyor olabilir. Müşteri de aldığı hizmetten memnun olarak uzun bir süre aynı kişiyle çalışmak istiyor da olabilir. Fakat Ankara Anlaşması gereği, sabit maaşlı çalışan olunamayacağı için ve uzatma başvurusunu kontrol eden vize memurunun aklında herhangi bir şüpheye yer verilmemesi için, birden fazla müşteriyle çalışmak her zaman daha olumlu sonuçlar doğuracaktır.




İngiltere’de İkinci El Eşyalarımı Nasıl Satarım?






İhtiyaç fazlası eşyanızı atıp kendinize ferah bir alan mı oluşturacaksınız? Ya da yenisini alacaksınız ve eşya atılsın istemiyor musunuz? Belki de Türkiye’ye kesin dönüş yapma kararı aldınız. O zaman eşya satmak en iyi seçenek olabilir. Zaten İngiltere’deki kanunlar gereği ev eşyalarını çöpe atamıyorsunuz, ciddi miktarlarda para cezasına çarptırılabilirsiniz.

Evdeki bir eşyayı atmak için harcayacağınız taşıma bedeli ve ödemeniz gereken vergi miktarı yenisini almaktan daha pahalıya gelebiliyor. Durum böyle olunca da çözüm yollarını sunmak bize düşer. İlk cevabımız yine internet.

Bizdeki spotçular gibi çalışan internet sitelerinden tutun, direkt olarak alıcıya ulaşıp fiyatta pazarlık bile yapabileceğiniz internet siteleri ve telefon uygulamaları mevcut.

Furniture Recycling Shop


“Bize satın” sloganıyla piyasaya çıkan güzide bir internet sitesi. Yaklaşık 12 yıl kadar önce kurulan bir aile şirketi aslında. Stoklarındaki kaliteli ürünleriyle gurur duyan bu şirket, aynı zamanda kendi ellerinde olan eşyaları da yine internet üzerinden ya da mağazalarından satışa sunmaktadır. Birçok yerel işletmeye ve sinema endüstrisine de eşya sattıklarını belirtmekte fayda var.

Peki bu şirkete eşya satmak için ne yapmak gerekiyor? Satmak istediğiniz eşyanın fotoğrafını çekip şirkete mail atıyorsunuz. Onlar da size fiyat teklifleriyle bir geri dönüş yapıyorlar. Ama bu şirketin al-sat üzerine kurulu olduğunu ve sadece mobilya aldıklarını belirtmekte fayda var.

Stuff U Sell


Bu site tam olarak “İşimdeyim gücümdeyim, eşya satmak için ayıracak pek vaktim yok ama eşyalarım çok da ucuza gitmesin.” diyenler için geliyor. Yani sizin yerinize eşyalarınızı satan bir site. Peki nasıl satıyorlar? Öncelikle satmak istediğiniz eşyanızı isterseniz onlar gelip alıyorlar. Bunun için ekstra ücret ödüyorsunuz tabii ki. Ya da size en yakın olan toplama noktasına götürüyorsunuz. Eşyanız profesyonel şekilde fotoğrafı çekilip, açıklaması yazıldıktan sonra eBay üzerinden satışa çıkarılıyor. Size de takip etmeniz için ilan linki gönderiliyor. Daha sonra eşyanız satılınca site kendi komisyonunu kesip kalan parayı size veriyor. Bu komisyon da ürününüzün boyut ve fiyatına göre değişiklik göstermektedir.

eBay


Konusu açılmışken eBay’den bahsetmemek olmaz sanırım. Aslında eBay bir şey alıp satarken ilk tercihimiz olmalı. Çünkü bahsettiğim 2 şirket de kendi mallarını satmak için eBay’i kullanmaktalar. eBay ismi size tanıdık gelmediyse eğer ülkemizdeki uzantısını duyunca bazı soru işaretlerini kafanızdan silmis olacağız. eBay ülkemize “GittiGidiyor” olarak giriş yapmıştır. Bunun sebebi ise gümrük kurallarımızın eBay’in aktif olduğu ülkelerdeki kurallarla farklılık göstermesi. O yüzden tüm eBay politikasını değiştirmek yerine Türkiye e-ticaret piyasasına farklı bir isimle giriş yapmış bulunuyorlar.

Peki bu eBay’de eşya nasıl mı satılır? Cevap çok kolay. Hesap oluşturup satmak istediğiniz eşyanın fotoğrafını yüklüyorsunuz. Güzel bir açıklama yazıp belirlediğiniz fiyattan ya da açık artırma usülü, sizin belirlediğiniz bir süre zarfında satışa sunuyorsunuz. Ürününüz satılırsa da eBay kendi komisyonunu kesip kalan parayı size ödüyor. Ancak ilanı koyduktan sonra gelen mesajlara siz cevap veriyorsunuz ve eşyanızın nasıl taşınacağını siz belirliyorsunuz.

Gumtree


İngiltere’nin en popüler alışveriş sitesi. Aslında alışveriş sitesi olarak bahsetmemiz ne kadar doğru emin değilim. Çünkü Gumtree alışveriş sitesinin ötesinde, o bir topluluk ismi. Bu siteden alışveriş yapabileceğiniz gibi, kayıp evcil hayvan bildirimleri, sosyo-kültürel etkinlikler, iş-işçi arayışı gibi aklınıza gelebilecek her türlü şeyi bulabileceğiniz bir topluluk aslında. İngiltere’de kullanılan en popüler internet sitelerinden bir tanesi olduğu için satmak istediğiniz eşyalarınız için bu siteye de ilan koyabilirsiniz. Hesap açmak ve ilan vermek ücretsiz olsa da ek ücret ödeyip ilanınızı listenin üst sıralarına sabitlemek ve daha çok kişiye ulaşmasını sağlamak gibi ek seçenekler de mevcut.

letgo


Türkçe’ye “Sal gitsin” ya da “Gönder gelsin” diye uyarlayabileceğimiz bir cep telefonu uygulaması. Bu uygulama ile aklınıza gelen her türlü şeyi satabilirsiniz. Şimdilik sattığınız üründen ya da koyduğunuz ilandan herhangi bir ücret almamakta, ancak yakın gelecekte ne olacağı bilinmez. Fakat ürün ilanını en hızlı şekilde verip, müşterilerin size en hızlı şekilde ulaşabileceği bir uygulama. Ayrıca bir müşteri ile anlaştığınız zaman parayı size ya elden veriyor ya da sizin yanınızda hesabınıza gönderiyor. Ürünün nasıl ulaştırılacağı paranın nasıl ödeneceği ise tamamen sizinle müşteri arasındaki anlaşmaya kalmış. Uygulama size herhangi bir ödeme seçeneği sunmuyor.

Bahçe Satışı


Dizilerde ve filmlerde gördüğümüz, özellikle de Amerikan kültüründe garaj satışı olarak tabir edilen satış türü. Nasıl mı oluyor? Eğer oturduğunuz evin genişçe bir ön bahçesi varsa ve önünüzdeki yol insan/araç trafiği bakımından biraz hareketliyse bahçe satışı yapmamanız için sebep yok. Satmak istediklerinizi ön bahçeye çıkarıp -belki bir de kartondan ufak tabela gibi bir şey yapıp- oturup bekleyin. Üstelik paketlemeymiş, kargolamaymış hiçbir şeyle uğraşmazsınız. Ayrıca bu sıkı pazarlıkçı olan İngilizler’e kurban bayramlarında koyun alırken kaptığınız pazarlık yeteneğinizi göstermek için müthiş bir fırsat!

Car Boot Sale


Araba bagajınızı bir pazar tezgahı haline getirebildiğiniz bu sistem ise bildiğimiz pazar mantığıyla çalışmakta. Özellikle yaz aylarında güzel havalarda, okul gibi kamu binalarının bahçelerinde ya da oto pazarlarının çimlik alanlarında yapılmakta.

Pazar alanından bir görünüm




Pazar ya da fuar alanı gibi işleyen bu yerlerde herkes satış yapabilir. Satış yapacağınız aracın büyüklüğüne ya da satış  yapacağınız pazara göre ödediğiniz ücret de farklılık göstermekte. Hatta bazı pazarlar alışveriş yapmak için gelen müşterilerden de küçük de olsa bir ücret talep etmekte. Ön bahçeniz yoksa ya da yeterince insana ulaşamayacağınızı düşünüyorsanız bu tür pazarlar size daha uygun bir seçenek olabilir.

Gazete İlanı


Bildiğimiz gazete ilanı. Bulunduğunuz şehrin yerel gazetesine bir ilan verin ve oradan satmayı deneyin. Üstelik satmak istediğiniz şey 100 sterlinden daha az ise genellikle ilan için bir ücret istemiyorlar.

Rehinci


“Pawn Shop” ismiyle bilinen bu dükkanlar kullanılabilir durumdaki eşyalarınızı değerinin altına hemen alırlar. Amacınız sadece fazla eşyadan kurtulmak ve onu taşımakta da sıkıntı çekmiyorsanız en yakın rehinciye gidip eşyanızı bırakabilirsiniz.

 

Kısacası eşyalarınızı satmak için birden çok seçenek bulunmaktadır. İnternet seçenekleri için de Facebook grupları, Amazon, Gumtree, Preloved gibi siteler de her zaman bir alternatif oluşturuyor. Kendi zaman ve fiziki olanaklarınıza göre bunlardan bir tanesini seçebilir, eşyalarınızı kolayca satabilirsiniz.








Sevebilirsin...


İngiltere’de Hangi GSM Operatöründen Hat Almalıyım?

Ankara Anlaşması Vize Kabul Şansımı Artırmak İçin Evimi/Arabamı Satmalı Mıyım?

Ankara Anlaşması Vizesi’ne başvuran herkesin iş planında ve vize başvurusunda ne kadar paraya sahip olduğunu ve bu paranın kaynağını belirtmesi gerekir. Kişinin maddi durumunu gösteren para miktarı 2 nedenden dolayı önemlidir. Birincisi, yapacağınız iş için yeterli sermayeye sahip olup olmadığınızı belgelemelisiniz. İkincisi ise, eğer vize alır da İngiltere’ye giderseniz, gittiğinizde 6 ay geçinecek kadar paranızın olmasıdır.

Bu durumda kişiler evini ya da arabasını satmayı düşünür ve bir kısmı ev ve arabasını satıp parayı bankaya yatırır, başvurusunu öyle yapar. Bu her ne kadar kolay bir kararmış gibi görünse de Ankara Anlaşması Vizesi’nin doğası gereği zor bir karardır ve dikkatli alınması gerekir. Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye gidenler kendi işini kurmak amaçlı gider. Bunların bir kısmı kendi işini kurarken bir kısmı da -özellikle IT uzmanları- kendine ait şirket kurup sözleşmeli olarak çalışır.

Burda mesele, İngiltere’ye gidildiğinde işlerin planlandığı gibi gidip gitmeyeceğidir. Eğer iş planınızda ve kafanızda kurguladığınız şeyleri gerçekleştiremezseniz İngiltere’de cepten yersiniz. Bu durumda İngiltere gibi pahalı ve parası bizimkinden 4-5 kat daha değerli bir ülkede oldukça masraflı bir ilk yıl geçirirsiniz.

Onun için çoğu insan evimi ve arabamı satmayayım, onun yerine tapu ve araç ruhsatını Ankara Anlaşması belgelerinde sunayım diye düşünür ve başvuruyu bu şekilde yapar.

Burda temel soru başvurunuzu inceleyen vize memurunun finansal kaynaklarınızın yeterliliğine ikna olup olmayacağıdır. Eğer vize başvusurunda belirttiğiniz sahip olduğunuz para (ev ve araba dışında) yukarda belirttiğimiz sermayenize ve ilk 6 ay geçinmenize yetecek miktarda değilse bu durumda vize memuru ev ve arabanızın olmasına bakmaksızın başvurunuzu reddedebilir. Buna gerekçe olarak ta “Maddi imkanlarınız yetersiz” diyebilir. Evinizi ve arabanızı satacağınızı belirtmeniz bu durumda yeterli olmayabilir zira vize memuru “Evinizi ve arabanızı satma ihtimaliniz var ama bunun bir garantisi yok. Vizeyi aldıktan sonra bundan vazgeçebilirsiniz” şeklinde bir gerekçe sunabilir ve başvurunuzu reddedebilir.

Bu durumda yapılması gerekenler 2 seçenek olarak ortaya çıkar;

  1. Ya ev araba satışından gelebilecek para dışında yeterli miktarda para ile başvuru yapmalısınız. Bu durumda, bu parayla birlikte ayrıca ev ve arabanızı belgelemeniz vize başvurunuzu kuvvetlendirir. Ama bunların dışında mutlaka yeterli paranız olmalıdır

  2. Ya da evinizi veya arabanızı ya da ikisini de satıp bu parayı bankaya yatırıp bu parayı ev ve araba satışlarından elde ettiğinize dair belgeleri ve banka dekontlarınızı vize başvurunuzda sunmanız gerekir. Bunun nedeni vize ofisinin bankada gösterdiğiniz paranızın kaynağını mutlaka bilmek istemesidir. Kaynağı belli olmayan bir para miktarı ne olursa olsun vize başvurunuzun reddedilmesine yol açar.


Burda karar verirken arabanızı sattığınızda bu miktar sermaye ve 6 ay geçinmenize yetecek ise ilk olarak arabanızı satabilirsiniz. Yetmeyecek ise evinizi de satabilirsiniz. Fakat eğer evinizi satmaya karar verirseniz mutlaka ama mutlaka İngiltere’ye gittiğinizde işlerin ters gidebileceğini ve iş planınızdaki hedeflerinizi gerçekleştiremeyebileceğinizi de hesaba katın. Bu durumda eğer Türkiye’ye geri dönecek olursanız hem benzer bir evi aynı fiyata alamayabilirsiniz ve hem de paranın bir kısmını harcayacağınız için ev alma ihtimaliniz bile azalabilir.

Evinizi satmaktan vazgeçerseniz önünüzdeki en mantıklı seçenek Türkiye’de bir süre daha çalışıp para biriktirmek ve Ankara Anlaşması vizesine yeterli miktarda birikime sahip olunca başvurmaktır.

Sevebilirsin...


İngilizce Öğrenmek İçin Dil Okulu Nereden ve Nasıl Bulurum?






Dil okulu bulmak ciddi bir iştir. Zaten dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgi yazımızı okuduğunuzu düşünüyoruz. Oldu da atladıysanız eğer buradan ulaşıp okuyabilirsiniz. Onun için sıra geliyor okulu bulmaya. Yine temel yardımcımız birçok konuda olduğu gibi internet.

“İngiltere’deki dil okulları” diye bir Google aratması yaparsanız eğer karşınıza reklamlar da dahil binlerce sonuç çıkacaktır. Bunların içinde doğru olanı bulmak bir hayli zor. Hangi okul iyidir, hangi okul değildir bir bakışta anlamak kabul edelim ki zor. Zaten buraya gelme sebebiniz de sanırım bundan kaynaklanıyor. Bize gelerek en doğrusunu yaptığınızı düşünüyoruz. En azından seçeneklerinizi incelerken eleme yapmanız kolaylaşır. Biz size x kursuna gidin demiyoruz zaten, söz hakkı her zaman sizde.

Okul araştırmasına geçmeden önce yapmanız gereken ilk şey, seçenekleri de azaltmak adına bu işe ne kadar zaman harcamak istediğinize karar vermek olacak. Çünkü dil kursları 2 haftadan başlayıp 1 yıla kadar sürebilir. Sonuç olarak para ödeyerek bir hizmet alıyorsunuz ve para ödedikçe devamlılığı sağlanacaktır.

Olur da önce bir fiyatları göreyim ona göre bütçem yettiği kadar alayım diyorsanız kendi bütçenizi önceden belirlemekte fayda var. Bütçenizi hesaplarken de gideceğiniz dil kursunun konaklama, yemek gibi ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığına da göz atmakta fayda var. Konaklama işi de dahilse eğer İngiltere’de dışarı çıkıp gezmek isteyeceksiniz. Edineceğiniz yeni arkadaşlarınızla birlikte vakit geçirmek isteyeceksiniz. Bunun gibi unsurları da göz ardı etmeden yani ekstra harcamalarınızı da aklınızda tutarak bir bütçe oluşturun.

Yazının başında belirttiğimiz diğer yazıyı da okuyup dikkat etmeniz gereken noktaları da öğrenince sıra geliyor dil kursu avına. Buna av diyoruz çünkü fiyatlar kursun doluluk oranına göre değişkenlik gösterebiliyor. Bir de kendinize göre en iyisini kontenjanı dolmadan yakalamanız gerekiyor değil mi?

Languagecourse.net



www.languagecourse.net/schools–england-uk.php3




Languagecourse.net dil okullarını bulmak adına size yardımcı olmak için kurulmuş bir site. Dil kursu arama motoru bile diyebiliriz. Arama seçenekleri arasında gitmek istediğiniz süre, tarih gibi seçeneklerin yanı sıra öğrenmek istediğiniz İngilizce türü, yani iş alanınızı seçip o alanda kullanılan terimlerin ve kalıpların da öğretildiği bir kursa gidebiliyorsunuz. Konaklama şeklinizi de kendiniz seçebiliyorsunuz. Otel, yurt, daire, paylaşımlı ev, öğretmen evi gibi seçenekler bulunuyor. Tercihlerinizi belirledikten sonra İngiltere’de bulunan 70 dil okulundan size uygun olanlarını yine sizin belirlediğiniz sıralamayla size sunuyor.

English UK



www.englishuk.com/tr/gelismis-bulucu




Dil okulu bulma alanında asıl söz sahibi English UK’dir. Çünkü dil okulları British Council tarafından denetlenmekte ve akreditasyon almaktadır. Dil okulları denetleyen bir başka kurum ise English UK’dir. Bu sebepten dolayı English UK bu konudaki en büyük söz sahibidir.

İnternet sitelerinin Türkçe desteğinin bulunması da hiç İngilizce bilmeyen kullanıcılar için büyük bir avantaj sağlamakta. Gelişmiş bulucu isimli arama bölümüne geldiğiniz zaman bir dil okulunda tercih edeceğiniz tüm ayrıntıları seçip arama yapabiliyorsunuz. Yani fiziksel engelliler için ulaşım olanaklarına kadar dikkat edip, kurs bulabiliyorsunuz.

Dilokulubul.com


İngilizler yapar da Türkiye’den İngiltere’ye dil öğrenmek için gitmek isteyen bu kadar insan varken biz boş durur muyuz? İngiltere İçişleri Bakanlığından profesyonel vize danışmanlık yetkisi alan ilk ve tek Türk yurt dışı eğitim firması Icep World’dur. Bu yetki ile, Türkiye’deki Icep World şubelerine başvuran öğrencilere, ücretsiz profesyonel vize danışmanlık hizmeti verilmektedir.

Icep World sizlere en iyi hizmeti vermek adına kendi dil okulu arama motorlarını oluşturmuştur. Arama kriterlerinizi belirleyip, size uygun okulu bulduktan sonra Icep World aracılığıyla okula kaydolabilir, vize işlemlerinizi halledebilirsiniz.

Tabii ki dil okulu bulmak için tüm siteler bunlar değil, hepsini yazmaya kalksaydık sayfalar sürerdi. Kullanım kolaylığı açısından İngiltere’deki bütün dil okullarının bağlı olduğu English UK ve bütün işlerinizi Türkçe kullanarak Türkiye içerisinde halledebileceğiniz Icep World sizlere sunduğumuz birer örnek. Eğer ki çevrenizde daha önceden İngiltere’de dil kursuna gidip memnun kalan birileri varsa onlardan bu konuda yardım isteyebilirsiniz. Ya da internette arama yaparken denk geldiğiniz dil okulları hakkında forumlardan bilgi edinip kendi kriterlerinize göre değerlendirebilirsiniz. Umarız ki bu yazımızla da sizlere kafanızdaki soru işaretlerine cevap olmak adına yardımcı olabildik.





Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye Gelip İş Bulamayanlara Tavsiyeler

İş bulmak diyince ilk akla gelen iki temel düstur vardır. Birincisi, iş işte aranır. İkincisi ise, iş aramak ta başlı başına bir iştir.

Birinciyi ele alarak başlayalım. İş işte aranır denmesinin nedeni, bir yerde çalışırken iş değiştirmenin ve genelde daha iyi bir iş bulmanın bir işte çalışmıyorken iş bulmaktan daha kolay olmasıdır.

Eğer halihazırda bir işiniz varsa oişe bağlı bilgi, tecrübe ve belki de hepsinden önemlisi bir iş çevreniz vardır. İş çevresinden kasıt iş arkadaşları, onların tanıdıkları, çalıştığınız firmanın iş yaptıpı müşteriler, iş ortakları, çalıştığınız firmaya iş yapan firmalar ve akla gelebilecek birçok yer kaynaklı çevredir. Bu iş çevresinin hepsi sizin bir sonraki potansiyel işyeriniz olabilir. Eğer işinizde iyi performans gösteriyorsanız ve bu çevre ile ilişkilerinizi geliştirip sürekli temas halinde iseniz iş bulmak için genelde başvuru yapmanıza gerek kalmaz, iş teklifi alırsınız.

Bunun yanında, bu çevreden duyduğunuz ya da bildiğiniz iş imkanlarına kendiniz de başvurabilirsiniz. İlgili kişi ya da yöneticilere o pozisyona uygun olduğunuzu belirtip işe talip olduğunuzu gösterebilirsiniz.

Bir yerde çalışırken iş bulmanın daha kolay olmasının bu yönünün yanında diğer bir yönü de bir işinizin olmasının size verdiği motivasyon, kendine güven, acele etmek zorunda olmama, var olan yaşam standardınızı sürdürebilecek gelirinizin devam ediyor olması, iş kaynaklı sosyal ilişkilerinizi sürdürüyor olmanız ve bir işe sahip olmanın verdiği pazarlı gücü gibi etkenlerdir.

Bu etkenler sizi iş arayışınızda daha güçlü, moralli ve başarılır yapar. Bunu en iyi şu veya bu nedenle işini kaybetmiş ya da bir şekilde bir süre iş yaşamının dışında kalmış ve iş aramakta olan insanlar anlar. Bir işte çalışmadan iş arıyor olmanın zorlukları gerçekten azımsanmayacak kadar çoktur.

İş aramakla ilgili temel düsturlar diye bahsettiklerimizden ikincisi iş aramanın başlı başına iş olduğudur. İş ararken kulağınız delik olmalı yani fırsatları kolluyor olmalısınız. Bunun yanında iş çevrenizi sürekli canlı tutmalı ve bu çevreden insanlarla sürekli iletişim halinde olmalısınız. Ayrıca iş hayatının olmazsa olmazı kendini sürekli yenileme ve geliştirme, yeni beceriler kazanma, yabancı dilinizi geliştirme, sektörünüzde ve mümkünse yakın sektörlerde olan biteni takip etme gibi faaliyetler de önemlidir ve bütün bunlar iş aramayı başlı başına bir iş haline getirir. Nasıl tam zamanlı işinizi düzgün ve efektif yapmaya çalışıyorsanız, iş aramayı da bir iş gibi düzgün ve efektif yapmalısınız. Ancak o takdirde hayalini kurduğunuz işi bulabilirsiniz.

Peki ya yurtdışında iş aramak? Eğer Ankara Anlaşması vizesi ile İngiltere’ye gittiyseniz vizenizin tanımı ve kapsamı gereği kendi işinizi kurmalı ve yapmalısınız. Ticaretten anlamalı ve hizmet ya da ürün satıp para kazanmalısınız.

Fotoğraf:usnews.com




Fakat bunun yanında, bazı işlerin doğası gereği, İngiltere’ye Ankara Anlaşması ile gitmiş olsanız bile iş aramanız gerekir. Özellikle IT sektöründe çalışanlar Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye gider ve kontratlı işlerde çalışır. İş yapacakları firma ile kontrat imzalar. Hergün aynen bir maaşlı işte olduğu gibi bu firmanın ofisine gidip çalışır. Yaptığı işleri rapor edip faturalandırır ve ödemesini alır. Eğer bu şekilde kontratlı bir işte çalışıyorsanız, işin kontrata bağlı olması ve verilen hizmet için fatura kesiliyor olması dışında maaşlı işte çalışan bordrolu bir çalışandan pratikte pek bir farkınız olmaz. Sadece şirketin bordrolu çalışanlarına sağladığı sosyal imkanlar, eğitim imkanları, emeklilik planı, sigorta ve benzeri imkanlara dahil edilmezsiniz. Bu yüzden kontratla çalışanlara ödenenen ücretler bordrolu çalışanlara ödenen ücretlerden daha fazladır.

Fotoğraf:moneybugbuyshouses.com




Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye gidenlerin karşılaştığı en büyük ve temel sorunların başında kontratlı iş bulma meselesi gelir. Yine IT sektöründen örnek verecek olursak, IT işleri genelde devamlılık arzeder ve firmalar kalıcı yani bordrolu çalışan olmanızı ister ve tercih ederler. Hiçbir firma uzun yıllar ihtiyaç duyacağı bir çalışanının 6 ay ya da 1 sene sonra ayrılmasını istemez. Bu yüzden kalıcı işler daha çoktur ve firmalar kalıcı yani bordrolu çalışan isterler.

Kontratlı işlerin sayısı ekonominin durumu, işin doğası ve aranan elemanın bulunabilme ihtimali ve diğer etkenlere göre artar veya azalır. Ama şunu söyleyebilirizki, İngiltere’de her zaman kontratlı işler vardır.

İş bulmanın zorluklarının başında İngiltere’ye yeni gitmiş olmak vardır. Bir de buna halihazırda bir işinizin olmadığı durumunu eklerseniz yazımızın başında belirttiğimiz iş aramanın temel iki düsturunun yerine gelmiyor olması gibi zor bir durum ortaya çıkar. Bu durumda İngiltere’deki ilk işinizi bulmanız aylar sürebilir. Hatta 6 aydan sonra ümidinizi kaybettiğiniz zamanlar olur. Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye ilk gittiğinizde vizenizin bir yıl olması ve bir yılın sonunda üç yıllık uzatma için iş yapıyor olmanızın gerekmesi de iş arama stresinizi artırır. Bir an önce iş bulup çalışmak istersiniz. Tüm bunlar olurken yaşam masraflarınızı kendi cebinizden karşılamak durumunda kalırsınızki, İngiltere gibi pahalı bir ülkede bu ciddi bir sıkıntıdır.

Peki bu durumda ne yapacaksınız? İş bulma şansınızı artıracak şeyler nelerdir? Size iş arama sürecinizde yardımcı olabilecek şeyleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • İlk işiniz için çok büyük beklentiler içerisinde olmayın. Elbette değerinizi dramatik şekilde düşük tutmayın ve düşün göstermeyin. Fakat unutmayın, İngiltere’de yenisiniz ve rekabet çetin. Bu durumda lokasyon ve günlük ücretler konusunda Türkiye’deki çalıştığınız maaş oranlarını ve işyeri şartlarını beklemeyin. İlk işinizi ilk gittiğinizde hemen bulmaya çalışın. Bir miktar mütevazi olmaktan zarar gelmez

  • Lokasyon konusunda esnek olun. Kendinizi bir şehre ya da bölgeye aşırı bağlamayın. Elbette eğer eşiniz ve çocuklarınız ile gittiyseniz bu durum pek kolay olmayacaktır. Ama eğer ilk etapta tek gittiyseniz fırsatların her yerde olabileceğini unutmayın ve iş denk gelirse İngiltere’nin her yerine gidin. İlk kontratınız 6 ay ya da 1 sene ise, o süreyi para kazanma, işsizlik durumunda kalmama, İngiltere’yi tanıma, çevre edinme, vs. gibi faydalı şeylerle doldurursuznuz ve belki de hepsinden önemlisi işsizlik ve iş arama stresi yaşamazsınız. İlk kontrattan sonra herşey daha kolay olacaktır

  • Benzer şekilde Londra’da takılı kalmayın. Evet, Londra İngiltere’nin kalbi ve işlerin çoğu Londra’da. Fakat İngiltere’nin diğer şehirlerinde de iş var ve az değil. Diğer şehirlerden gelebilecek fırsatlara açık olun ve oralardaki işlere de başvurun. İngiltere’de ulaşım ağı iyi ve ulaşım gerçekten efektif olduğu için 2-4 saat mesafedeki bir yere iş görüşmesi için gitmeniz zor olmaz. Hem yeni yerler görüp keşfetme imkanınız olur. İngiltere’yi daha iyi tanırsınız

  • KISS; Keep It Simple Stupid. Olaylara basit bakma konusundaki bu meşhur İngilizce deyim birçok alanda olduğu gibi iş aramaya da uyarlanabilir. Olaylara basit bakın. İlla şu olsun ya da bu olsun, illa şu iş olsun bu iş olsun, şu şekilde olmazsa olmaz diyerek hele de ilk gittiğinizde gelebilecek iş tekliflerini çok geçerli sebepler olmadıkça geri çevirmeyin. Zira aradan birkaç ay geçip te bir yıllık vizeniz gittikçe azalmaya başlayınca aynı fırsatları bulamadığınızda stresiniz ve sıkıntılarınız artabilir

  • Türkiye’de ne kadar iş tecrübesi ve bilgisine sahip olursanız olun bunların İngiltere’de tam bir karşılığı olmayabilir. Elbetteki bilgi ve tecrübeleriniz her yerde geçer fakat birebir örtüşmeyebilir. Bu durumlarda Türkiye’de gördüğünüz ilgi ve taltifi İngiltere’de göremeyebilirsiniz. Bu gibi şeylere moralinizi bozmayın. İngiltere’de yeni olduğunuzu ve birkaç yıl içinde tecrübe kazanıp yeniden eski itibarlı günlere döneceğinizi düşünün ve motivasyonunuzu yüksek tutmaya özen gösterin

  • İş ararken bir yandan kendinizi geliştirmeye devam eden. Sürekli öğrenme her başarılı insanın temel alışkanlıklarındandır. Mesleğinizle ilgili yeni eğitim ve sertifikalar alın, sektör buluşmalarına gidin, rakamları takip edin ve bir yerde çalışmıyorsanız bile sektörden insanlarla tanışmaya ve bir çevre edinmeye çalışın

  • Sosyal hayatınızı ihmal etmeyin. Zamanınızın tümünü sadece iş aramakla geçirmek zihninizi paralize eder, yani zihninizi durağan yapıp efektif çalışmasını engeller. Bir yerden sonra da çok sıkıcı olmaya başlar. Yeni insanlarla tanışın, müzeleri gezin, ilgi alanlarınızla ilgili sosyal etkinliklere katılın, yeni hobilere merak salın, spor müsabakalarını takip edin, gönüllülük projelerine destek verin ve bizzat katılın. Tüm bu aktiviteler sizi besleyecek ve duru bir zihinle rasyonel kararlar alma gücünüzü artıracaktır. Bu da iş ararken en çok ihtiyaç duyacağınız şeylerden biri

  • Beslenmenizi dikkat edin ve sporu ihmal etmeyin. Bir işte çalışıyor olsanız da olmasanız da mutlaka egzersiz yapmalı ve dengeli beslenmelisiniz. Ama iş ararken buna özellikla dikkat etmelisiniz zira iş ararken beslenme dengesinin bozulma ihtimali daha yüksektir. Geç yatıp geç kalkarsanız, öğün zamanlarınız çok kayarsa ve yediklerinize dikkat etmezseniz biyoritminiz kısa sürede bozulur ve bu sizi olumsuz etkiler. Aynı şekilde spor ve egzersizi ihmal etmek te sizi negatif etkiler. Bu olumsuz etkiler iş ararken en son isteyeceğiniz şeylerdir

  • Moralinizi yüksek tutun. İş ararken en çok ihtiyacınız olan şey moral ve motivasyondur. Hiçkimse sonsuza kadar işsiz kalmaz. Bu dünuada herkes bir işe yarar ve herkesin nitelikleri bir ihtiyaca cevap verir. Bu gerçeği unutmadan yolunuza kararlılıkla devam edin

  • İş arama faaliyetlerinizde uyguladığınız bir sisteminiz olsun. Başvurduğunuz ve başvuracağınız firmaları not edin. Kimlere ve nereye eposta gönderdiğinizi not edin. Görüşmelerinizle ilgili notlar alın ve görüştüğünüz kişilerin iletişim bilgilerini kaybetmeyin. İş arama web sitelerine üye olun ve bunları sürekli takip edin. Bu sitelerin belli filtreler eşliğinde çalışan iş habercisi epostalarına abone olun ve bu gelen epostaları yeni iş fırsatları için takip edin. Bunlara benzer başka teknikleri ve kendinize özgü sisteminizi sürekli geliştirip iyileştirin

  • Özgeçmişinizi İngiltere’de çalışmakta olan arkadaşlarınıza okutun ve görüşleri doğrultusunda iyileştirin. İngiltere kültür olarak birçok yerden farklıdır ve bu farklılık iş hayatına da yansır. Örneğin Türkiye’de yaygın olan özgeçmişe fotoğraf koyma, askerlik durumu belirtme, medeni hal, hobiler vs. gibi bazı şeyler özgeşmişe yazılmaz ve yazılması da ya tuhaf ya da komik bulunur. Onun için halihazırda ülkede yaşayan ve çalışan birilerinden fikir alıp özgeşmişinizi buna göre iyileşirmek faydalı olur

  • Recruiter diye tabir edilen işe alım firmalarına ve elemanlarına karşı dikkatli olun. Bunlarla görüşme yaptığınızda ne az ne de fazla bilgi verin. Unutmayın, onlar şirketlere eleman sağlayarak para kazanıyorlar ve size ihtiyaçları var. Fakat, benzer şekilde işverenlere de ihtiyaçları da var. Bu durumda yaptığınız diğer görüşmeleri ve hangi firmalarla görüştüğünüzü öğrenmeye çalışacaklardır ve o firmaları müşteri yapıp onlara eleman sağlamaya çalışacaklardır. Bu tür taktiklere dikkat edin. Kendi bilgi, tecrübe ve yeteneklerinizle ilgili soruları net ama kısa cevaplayın. İşle ilgili çerçevede kalın. Cevap vermek zorunda olmadığınız ve uygun bulmadığınız sorulara tepki göstermeyin, sessiz kalarak diğer konulara geçişi sağlayın. İyi rectuirerlar genelde kendini belli eder ve mutlaka size uygun bir iş bulur



Fotoğraf:wisc.edu




Bu yazıda İngiltere’ye gittiğinizde iş bulamadığınızda neler yapmanız gerektiğini anlattık. İngiltere’ye gittiğinizde ilk işi bulmak biraz zaman alır ve zor olabilir. Fakat gerekli adımları atıp ilk işi bulduktan sonra her kontrat yeni fırsatlar yaratır ve kariyeriniz pozitif bir yönde ilerlemeye başlar.

İngiltere’de iş ararken faydalanabileceğiniz iş arama siteleri ve recruitment sitelerinin web adreslerini ingiltererehberi.net’te bulabilirsiniz. Listeye sitemizin üst menüsünden İş Arama Siteleri linkini ya da bu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Vize, İngiltere’de iş kurma ve Ankara Anlaşması hakkında soru ve görüşleriniz için bize bilgi@ingiltererehberi.net eposta adresinden ulaşabilirsiniz.

Ankara Anlaşması Başvurusu Ret Nedenleri






Ankara Anlaşması kapsamında yapılacak başvurunun süreci üç farklı şekilde olacaktır.

  1. Başvuru direkt kabul edilebilir

  2. Başvuru sahibi mülakata çağırabilir ve akabinde onay / ret alabilir

  3. Başvuru direkt reddedilebilir


Başvuru sürecini ve dikkat edilmesi gereken konuları bu sitede Ankara Anlaşması isimli kategoride bulabilirsiniz. ingiltererehberi.net sayfalarında başvurunuzun mümkün mertebe ret cevabı almaması için yaşanılan tecrübeler, örneklendirmeler ve genel bilgiler bulunmaktadır. İlginize sunulan konulara dikkat etmeniz ve kuvvetli bir başvuru yapmanız durumunda, olumsuz cevap alma ihtimaliniz doğru orantıda azalacaktır.

Maalesef başvuruların reddedilmesi de olabilecek sonuçlar arasındadır. Öncelikle bunu kabul etmek ve bu gerçekle barışık olunması gerekmektedir. İyi niyetin korunması, eksiksiz belgelerle ve iş planıyla yapılmış bir başvuru akabinde önemlidir. Burada en önemli noktalardan biri başvuru sürecidir. Tüm adaylara tavsiyemiz; tüm başvuruların ayrı ayrı incelenmesi ve kontrol edilmesi sebebiyle sabırlı olunması gerektiğidir. Zira birbirine çok yakın nitelikte yapılan başvuruların bile, birinin reddedilmesi, diğerinin ise kabul edilmesi mümkündür. Başvuruda iletilen belgelerdeki eksiklikler, sermaye ve iş planının zayıflığı gibi nedenler en büyük ret nedenleri arasındadır.

BAŞVURU RET NEDENLERİ


Sitemizdeki bilgiler kulaktan dolma ve aracıların veya üçüncü şahısların anlattıklarıyla değil, direkt olarak yaşanılan tecrübelere dayanarak yazılmıştır. Bu kapsamda, başvuruların red nedenlerini aşağıda bulunduğu gibi gruplandırmak mümkündür.

Sermaye



Ne az ne gereğinden fazla, işe başlamak için gereken kadar sermaye yeterli olacaktır.




Her insanın bir ülkede ve bulunduğu şehirde yaşamını sürdürmesi belli masraflar gerektirir. Bu her insanın yaşam standardına göre değişse de, temel masraflar ve temel giderler aynıdır. Bu konuyla ilgili detaylı bilgilendirme ve İngiltere’deki yaşam masraflarını bu sayfamızda bulabilirsiniz. Yapılacak işin de, diğer tüm işler gibi bir sermayesi olacaktır. Buradan anlaşılması gereken konu, finansman olarak sadece “sermaye” kelimesine odaklanmadan, İngiltere’de çalışma planı yapan kişinin hayatını ve ek olarak iş masrafları (sermaye) dahil sürdürebilmesi için gereken miktarın belirlenmesidir. Örnek vermek gerekirse; iş kurabilmek için tabii olarak kişinin bazı masrafları olabilmektedir ancak özellikle bir grafik tasarımcıdan veya tercümandan bahsedersek, bu gibi iş alanında çalışan kişilerin sermayeden çok, hayatını sürdürebilmesi için sahip olduğu bütçe daha önem kazanmaktadır. Örneğin £5000 sadece sermayeyi ve iş için harcanacak parayı kapsaması için yönlendirilen bir banka hesap belgesi akabinde, ek olarak hayat masrafları için de bir miktar gösterilmesi, başvurunun finansal sağlamlık kapsamında reddedilme ihtimalini azaltacaktır. Aksi takdirde mülakatta vize memuru tarafından veya konsolosluk temsilcisinin size ulaşarak yaşam masraflarını nasıl karşılayacağınızı sorması olasıdır. Zira her iş garanti olmadığı gibi, her sermaye de geriye kazanç getirmeyebilir. Bu durumda tüm sermayenin iş için harcandıktan sonra, herhangi bir iş yapılamaması durumunda, gelir olmadığından, temel yaşam masrafları giderilemeyecek ve birey kendisine bakamayacaktır.

Bu nedenle; yapacağınız iş alanına göre belirleyeceğiniz sermayede gerçekçi olunması önemli bir unsurdur. Ek olarak aylık masraflarınızı, yukarıda belirttiğimiz sayfamızdan hesapladıktan sonra, en azından taslak olacak şekilde hazırlamanız ve yapacağınız başvuru süreci kapsamında belirlemeniz büyük önem arz etmektedir. Tecrübeye binaen, sadece İngiltere değil, Türk vatandaşlarının tabi olduğu tüm diğer ülke vizelerinde, kontrolörlerin ve vize memurlarının ilk dikkat ettiği konu maddi güç ve kişinin kendisini bağımsız olarak tek başına geçindirmeye gücünün yetip yetmediğidir.

Sermayeniz ile iş planınızın bütünlüğü konusunda da dikkatli olunması gerekmektedir. Örnek olarak; iş planında iş ile ilgili bir çok satın alma gerçekleştirileceğini (ekipman vb.) belirttikten sonra, verilen sermayenin bu miktarla örtüşmemesi, başvurunun reddedilme ihtimalini artıracaktır.

Tecrübe edilen bir diğer şey ise; sermaye olarak gösterdiğiniz miktarın kaynağının neresi olduğudur. İlgili sermayenin çalışılarak ve müşterilere hizmet edilerek mi kazanıldığı, bu şekilde kazanıldı ise faturaları ve varsa diğer belgeleri gibi kanıtlar istenmektedir.

Son olarak; ilgili sermaye ve diğer yaşam masraflarına ayırdığınız bütçenin, bireysel olarak tamamen size ait olduğunu belirtmeniz büyük önem arz etmektedir. Bir yakınınız size para yollamış olabilir, bunda hiçbir problem bulunmamaktadır. Ancak miktarı o şahsın hesabında göstermeniz, ret alma ihtimalinizi artıracaktır. En azından ilgili miktarı kendi hesabınıza aktardıktan sonra, sermayenin nereden geldiğine ilişkin soruya, ailenizden veya yakınınızdan destek aldığınızı ve miktarın tamamen kendi kullanımınız için ayrıldığını belirtebilirsiniz. Zira vize memurları, başka banka hesaplarında bulunan miktarlara güvenmemektedir.

Eğer bir akrabanızdan para aldıysanız, bu parayı size  İngiltere’de iş kurmanız için verdiğine dair yazılı ve o kişi tarafından imzalı bir belge sunmalısınız. Bu belge ile birlikte size bu parayı veren yani bir nevi sponsor olan kişinin kimlik, adres, telefon bilgileri ve size yakınlık derecesi de belirtilmelidir. Aksi takdirde sadece “şu akrabamdan aldım” demek yeterli olmaz ve vizenizin reddedilmesine neden olur. Burda vurgulamaya çalıştığımız konu, hesap ya da hesaplarınızda gösterdiğiniz paranın tamamen size ait ve sizin kontrolünüzde olması. Geçici olarak bir yakınınızdan borç almanız ve bunu göstermeniz vize memurunun dikkatinden kaçmaz ve başvurunuzu reddeder. Bir de para size ait ve siz kendiniz biriktirmiş olsanız bile eğer paranın kaynağı belli değilse başvurunuz yine reddedilir. Kaynağını belirtmek demek, eğer parayı iş yaparak elde ettiniz ise ilgili faturalar, bir yerde maaşlı çalışarak biriktirdi iseniz maaşınızın yattığı hesap hareketleri ve maaş bordronuz, ya da miras, aileden alınan para, vs. hangi yasal yoldan elde etti iseniz ona ait belgeler gerekmektedir.

İş Planı



Ankara Anlaşması ile vize başvurusunda en temel ve önemli şey iş planıdır.




Başvurunuzu kuvvetli kılan en büyük unsur şüphesiz iyi düzenlenmiş bir iş planıdır (Business Plan). Sermayeniz yüz binleri bulsa bile, mantıklı düzenlenmiş ve düzgün bir iş planı yapılmadıktan sonra, başvurunuza ret alma şansınız oldukça yüksektir. Burada dikkat edilmesi gereken konu; sermaye her ne kadar yüksek olursa olsun, iş planınızın yapacağınız işe uygun olması, bütünlük arz ediyor olması ve mantıklı olmasıdır. Bu şartlar sağlanmazsa vize memuru sizin o işi hakkıyla yapabileceğinize ikna olmaz ve başvurunuz reddedilir.

İş planınızı hazırlamak için birkaç seçenekle yardım alabilmeniz mümkündür:

  1. Yeterli bilgiye sahipseniz, araştırmanızı yaptı iseniz ve ne yapacağınızı tam olarak biliyorsanız kendiniz hazırlayabilirsiniz

  2. Daha önceden kabul edilmiş bir iş planını örnek olarak alabilir ve örneğe paralel olarak bir iş planı oluşturabilirsiniz. Burada bir konu oldukça önemlidir; örnek olarak kullandığınız iş planını kopyalamadan kendi iş planınızı hazırlamanız daha sağlıklı olacaktır. Kendinizin yaptığı özgün (unique) bir iş planı ile kopyalanmış bir iş planı farklı olacaktır

  3. Danışmanlık veya avukatlık bürolarından iş planı hazırlanması için destek alabilirsiniz. İş planı hazırlatma ve danışmanlık alma işlemlerinin ücretli olduğunu unutmayınız. Genellikle bu işlemler İngiltere para birimi üzerinden gerçekleştirilmekte ve Türk Lirasına çevrildiğinde ciddi miktarlara olmaktadır


Gerçek şudur ki; tamamen farklı bir ülkede çalışabilmek, farklı pazarlarda, farklı kültürlerde para kazanabilmek, sanıldığından kolay değildir. Her meslekte ve alanda olduğu gibi, bu maceranın da belirli bir tecrübeye, çalışkanlığa ve azme ihtiyacı bulunmaktadır. Çoğunluk tarafından kabul edilen ve tavsiye edilen bilgilere göre; başvuru yapacak bireylerin iş planını kendileri hazırlaması yönündedir. Çünkü çoğu kişi iş planı bile hazırlayamayan bir bireyin, farklı bir ülkeye gidip başarılı olamayacağının altını çizmektedir.

Yapılabilecek ve mantığa en uygun seçenek, başvurusu kabul edilmiş birden fazla (tavsiye olarak en az 3) iş planı inceledikten sonra, bireylerin kendi iş planlarını sıfırdan yazarak oluşturmalarıdır. Böylece hem mülakatta iş planınız üzerinde sorulan sorulara mantıklı ve bilgili olarak cevap verilebilecek, hem de başvuru bütünlüğü korunacaktır.

Mülakata çağrılmanız durumunda, iş planında iletilen bilgilerin tutarsızlığı da vize memurunun başvurunuzu kabul etmemesini sağlayabilir. Bu nedenle, mülakata gitmeden önce mutlaka mülakat sırasında sorulabilecek potansiyel tüm soruları çalışarak gidiniz. Mülakatla ilgili bilgilendirmelere ve potansiyel sorulara mülakatlarla ilgili rehber görevi gören bu sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Kişisel Geçmiş



Ne iş yaparsanız yapın özgeçmişiniz önemlidir.




Bazı durumlarda özellikle yurt dışına fazla seyahat etmiş bireylerin, İngiltere’de bulunurken vizelerindeki kuralları ihlal etmesi, çoğu zaman başvuruların reddedilmesine sebep olmaktadır. Örnek vermek gerekirse; turist vizesi ile İngiltere’ye gidildikten sonra, vize bitiş tarihinden sonra İngiltere’de kalıp, akabinde çıkış yapılmış ise, bu işlem verilen vizenin suistimali olarak görülmekte ve başvurunuzun reddiyle sonuçlanmaktadır. Örnekler çoğaltılabilir ancak genel olarak bir başlıkta toplamak gerekirse; özellikle İngiltere’ye giriş çıkışlarda ve vizeniz ile ilgili durumlarda bir düzensizlik tespit edilmemesi ve bireylerin de buna imkan vermemesi büyük önem arz etmektedir.

Ek olarak, Ankara Anlaşması kapsamında başvuru yapan bir kişinin, başvurusu sonuçlanmadan Turist vizesi başvurusu yapması da, tecrübeyle sabit olarak, Ankara Anlaşması başvurusunun reddine yol açmaktadır. Bu nedenle, başvurunuz sonuçlanmadan başka herhangi bir vize başvurusu yapılmaması gerekmektedir.

Eğitim ve Tecrübe



Vize Ofisi, kuracağınız işle ilgili eğitim ve tecrübenizin olmasına dikkat eder.




İngiltere’de çalışacağınız iş üzerinde eğitim sahibi değilseniz veya tecrübeniz bulunmuyorsa ret cevabı olasılığı bir hayli yüksektir. Basit bir örnek olarak; bilgisayar mühendisliği mezunu bir kişinin, bilgisayar programcılığı, wed tasarım, grafik tasarım ve bunun gibi eğitimine uyan meslekler yerine, tamamen farklı olarak finans danışmanı, çevirmen ve bunlarla sınırlı olmayan diğer meslekleri yapmak istemesi, vize memurunun aklına ilk takılan konu olacaktır. İngiltere, Türkiye ile yaptığı bu anlaşma kapsamında hem ülkeye, hem de sektörlere destek olabilecek ve en azından kendi piyasasını canlandırabilecek başvuruları arzu etmektedir. Bu nedenle tabir yerindeyse bir mülteci değil, iş yapabilecek, çalışabilecek ve hem kendisine, hem de ülkeye katkı sağlayacak ciddi bireyler aramaktadır. Bu şekilde farklı eğitim geçmişi ve tecrübesi ile yapılan başvuruların kabul edilmemesi yüksek bir olasılıktır.  Yapacağınız iş ne kadar çok eğitim geçmişiniz ve tecrübe ile bağlantılı ise, kabul edilme şansı da o kadar yüksektir.

Özetlemek gerekirse, başvuruların birden fazla ret nedeni bulunmaktadır. Özellikle vize memurları tarafından kontrol edilen detaylar yukarıdadır. Başvuru sahiplerinin tüm belgelerindeki bütünlüğü sağlamaları, gerçekten yapmak istedikleri işe ilgili olmaları, sermayede gerçekçi olmaları ve başvurularında herhangi bir açık bırakmamaları durumunda mülakatsız onay alabilme ihtimalleri oldukça yükselmektedir.

Son olarak, başvuruyu iletmeden önce empati yapıp, mülakata çağrılma şansınızı göz önünde bulundurarak kendinizi vize memuru yerine koymanız ve kendi açıklarınızı düşünüp ortaya çıkarmanız reddedilme şansınızı azaltacaktır.

Sevebilirsin...





İngiltere’de Resmi Tatiller

Her ülkede olduğu gibi İngiltere’de de devlet tarafından belirlenmiş resmi tatil günleri vardır. Birleşik Krallık içerisinde resmi tatillerde bankalar kapalı olduğu için resmi tatillere İngilizce’de “Bank Holiday” denir. Bunu Türkçe’ye “Banka Tatili” olarak çevirebiliriz fakat “Resmi Tatil” şeklinde çevirmek ve kullanmak daha anlamlı olacaktır.

İngiltere, Birleşik Krallık adı altında İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzet İrlanda’yı kapsayan bir ülkedir. Resmi tatiller bu ülkelerin hepside geçerlidir fakat tarihsel olay ve geleneklere göre bazı resmi tatiller farklılık arzeder. Bu yazımızda sadece İngiltere sınırları içerisinde tatil olan özel günlere göz atacağız.

İngiltere’de resmi tatillere “Bank Holiday” denir.




Banka tatili kavramı ilk olarak 1871 yılında resmiyet kazanmıştır. Bu tatil günlerinde tüm bankalar kapalıdır. Bankalar dışında diğer iş alanlarında çalışanlar ise iş sözleşmelerine göre ya izinlidir ya da fazla mesai ücreti ödenerek çalışmaktadır.

Yeni Yıl


Yılın ilk günü olan 1 Ocak aynı zamanda yılın ilk resmi tatilidir. Eğer ki 1 Ocak hafta sonuna denk gelirse ilk pazartesi günü tatil olur. Yeni yıl İngiltere, İskoçya, İrlanda ve Galler’de büyük bir coşkuyla kutlanır. İnsanlar sevdikleriyle bir araya gelip ziyafet çekip yeni yılın şerefine kadeh kaldırırlar. Ayrıca geleneksel olarak yeni yılın ilk günü yediğimiz, yaptığımız, gördüğümüz ilk şeyin ya da sokakta yürürken gördüğümüz ilk kişinin yılın geri kalanındaki talihimizi etkilediğine inanılır.

Kutsal Cuma ve Paskalya


Hayırlı Cuma, Büyük Cuma veya Paskalya Cuması olarak da bilinen dünya genelindeki Hristiyanların İsa Mesih’in çarmıha gerilişini ve Golgotha’da ölümünü andıkları dini gündür. Paskalya Pazarı’ndan önceki cumaya denk gelen Kutsal Cuma, Musevilerin Hamursuz Bayramı ile çakışabilir. Paskalya dönemi yaklaşık olarak Mart sonundan Nisan sonuna kadar olan dönemdir. Bahar mevsiminin başlamasından (22 Mart) sonraki ilk dolunay gözlemini takip eden ilk pazar günü Paskalya, cuma günü ise Kutsal Cuma olmaktadır. 2017 yılı için tam tarih verecek olursak, bu tarih 14 Nisan’a denk gelmektedir. Paskalya ise 17 Nisan’a denk gelmektedir. Bu iki gün resmi tatildir.

Early May Bank Holiday (May Day)


Mayıs ayının ilk pazartesi günü bayram havasında kutlanan bu özel günün kökleri antik zamanlara kadar dayanmaktadır. Düşünce olarak bizdeki Hıdırellez’e benzer, havaların ısınması kutlanır. Nasıl ki Hıdırellez’in ateşin üzerinden atlama, özel yemekler yapma gibi gelenekleri varsa, bugünün de kendine has gelenekleri vardır.

Morris dansçılarının gösterileri. (Halk oyunu diyebiliriz)




 

İnsan yapımı bir dönme dolaba benzeyen Maypole dansı.




 

Bu gibi etkinlikler bugünde yer alırlar. 2017 yılı için kutlanma tarihi 1 Mayıs’tır.

Bahar Tatili


Mayıs ayının ilk pazartesi günü bayram olarak kutlandığı gibi son pazartesi günü de bahar tatili adı altında kutlanır. Aslında hepimizin bildiği, severek izlediği bayırdan aşağı yuvarlanan peyniri kovalama yarışması da bugün yapılır. Bunun yanı sıra Endon isimli bir köyde de bugün, bekar kadınlar arasında en güzel giyinen seçilir. Erkekler arasında ise en yükseğe saman balyası atma yarışması düzenlenir. 2017 yılı için bu tatil 29 Mayıs’a denk gelmektedir.

Yaz Tatili


Bahar tatilinin kutlandığı bir ülkede yaz tatili de kutlanmazsa olmaz. Ancak tatil dediğim -özellikle de yaz tatili- için aklınıza 2 haftalık bir tatil gelmesin. Sembolik olarak sadece bir günlük tatil. İlk olarak İskoçya’da Ağustos ayının ilk pazartesi günü kutlanılmaya başlanan bu tatil 1971 yılından itibaren İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda için Ağustos ayının son pazartesi günü kutlanmasına karar verilmiştir. 2017 yılı için bu tatil 28 Ağustos gününe denk gelmektedir.

Noel Bayramı


Ülkemizde de zaman zaman tartışma konusu olan, yılbaşı ile birçok kez karıştırılan, ağacıyla ünlü, Hz.İsa’nın doğumunun kutlandığı gündür. 25 Aralık tarihinde kutlanır. Eğer 25 Aralık, 2016 yılında olduğu gibi hafta sonuna denk gelirse 26 Aralık günü başka bir tatil günü olduğu için 27 Aralık gününe ertelenir. Fakat kutlamalar 25’inde yapılır, ertelenen sadece tatil olur.

Aziz Stefen Günü


Hristiyanlar’ın ilk şehidi olarak kabul edilen Aziz Stefen’i anma amacıyla Noel’in ertesi gününe yani 26 Aralık’a denk gelen gündür. Oluşan seküler yapıyla birlikte bu güne “Boxing Day” ismi de verilmiştir. “Boxing” denilince akla ilk gelen boks sporu olsa da kutu anlamına gelen “box” kullanılmıştır. Boxing Day’de insanlar birbirine hediye verir, bu şekilde bir geleneğe dönüşmüştür.

İngiltere’de 2017 ve 2018 Yılları İçin Resmi Tatil Tarihleri


















































2017
2 OcakPazartesi        Yeni Yıl
14 Nisan   Cuma        Kutsal Cuma
17 NisanPazartesi        Paskalya
1 MayısPazartesiEarly May bank holiday
29 MayısPazartesi        Bahar Tatili
28 AğustosPazartesi        Yaz Tatili
25 AralıkPazartesi        Noel
26 Aralık     Salı        Aziz Stefen Günü


















































2018
1 OcakPazartesi        Yeni Yıl
30 Mart   Cuma        Kutsal Cuma
2 NisanPazartesi        Paskalya
7 MayısPazartesiEarly May bank holiday
28 MayısPazartesi        Bahar Tatili
27 AğustosPazartesi        Yaz Tatili
25 Aralık      Salı        Noel
26 AralıkÇarşamba    Aziz Stefen Günü

Sevebilirsin...


Ankara Anlaşması’na Başvurmadan Önce İngiltere’de Şirket Kurmalı Mıyım?

Henüz Ankara Anlaşması kapsamında yapacağınız başvurunun bile kabul edilip edilmeyeceği belli değilken, İngiltere’de internet üzerinden veya başka yollarla bir şirket kurmak bir gereklilik değildir. Ayrıca başvurunuz üzerinde de herhangi bir olumlu yanı bulunmamaktadır.

Yaşanan tecrübelere göre, bir başvuru öncesinde İngiltere’de açılıp, internet üzerinden kaydı yaptırılan şirket, başvurunun tek ret sebebi olmuştur. Vize memurunun bu şirketin neden açıldığı, daha başvuru bile yokken İngiltere’de neden bir şirketin bulunduğu gibi sorularla karşı karşıya kalınmış ve akabinde vize başvurusu şirket kurulumu başlıca neden olarak gösterilerek, birkaç ufak nedenle birlikte reddedilmiştir.

Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye gidecek kişilerin aslında sordukları genel soru, şirket açmanın uzun sürüp sürmeyeceği yönünde. Bu nedenle çoğu potansiyel veya mevcut başvuru sahibi, işlemleri önceden hallettikten sonra, İngiltere’ye gidip zaman kaybetmeden hazır şirketi kullanmak istemektedir. Ancak bu durum yukarıda da ilginize sunduğumuz üzere, yapılan başvurunun başlıca ret nedeni olabilmektedir.

Şirket kurulumu ile ilgili bilmeniz gereken tüm bilgiler bu yazımızda mevcuttur. Detaylı olarak incelersek, şirket kurulumu, Ankara Anlaşmasına ait diğer standart ve zorunlu işlemler kadar uzun sürmemektedir. Limited veya şahıs şirketi olarak yapacağınız şirket kurulumu, diğer işlemlere nazaran daha kısa sürmektedir ve İngiltere’ye ilk gittikten sonra kolay bir şekilde aradan çıkarabileceğiniz bir işlemdir. Bu nedenle önceden zaman harcayıp, şirketinizi kurup, kaydettirdikten sonra vereceğiniz başvurunun reddiyle karşılaşmamanız için, bu işleme hiç başlamamanız en sağlıklısı olacaktır.

Sevebilirsin...


Ayrıca İngiltere’ye gittikten sonra şirket kurulumu ile uğraşmak istemiyorsanız, bir muhasebeci ile anlaşabilir ve standart ücretlendirme kapsamında birkaç yüz sterline şirketinizin kurulumunu yaptırabilirsiniz. Bir muhasebeciyle anlaşmadan önce mutlaka pazar araştırması yaparak ücretlendirmeleri yine de kontrol ediniz. İngiltere’de alacağınız tüm hizmetler için, her yazımızda olduğu gibi, burada da uyarı yaparak gereğinden fazla ücret talep eden insanlara karşı temkinli olmanızda fayda var.

Ankara Anlaşmasına Başvurdum, Ne Zaman Cevap Gelir?






İngiltere Konsolosluğu başvuru süreçlerini ülkelere ve illere göre ayırmıştır.

Bu kapsamda standart bilgiye https://visa-processingtimes.homeoffice.gov.uk adresindeki araçtan yararlanarak, başvuru yaptığınız şehre göre işlem sürelerini ve ne kadar sürede başvuruların yüzde kaçının cevaplandığını öğrenebilirsiniz.

Bunun dışında, yaşanan tecrübelere göre başvurusu 2 hafta içinde sonuçlanan kişilere rastlandığı gibi, 90 günden fazla bekleyen kişilere de rastlanmıştır.

Türkiye’den yapılan başvurular 12-15 iş gününde, yani 2-3 haftada sonuçlanmaktadır. İngiltere’den yapılan başvurular ise 4 ila 6 ay sürebilmektedir. Ankara Anlaşması başvurularında genelde mülakat herkese uygulanan bir durum değildir. Eğer iş planınız ve başvurunuz İngiltere Vize Ofisi’nin belirlediği kriterlere uygunsa direkt vize verilir. Fakat bazı durumlarda başvuru sahibinin mülakata çağrıldığı söz konusu olabilmektedir. Bu durumda 1 hafta içinde de mülakat randevusu ve mülakatın kendisi için harcanmakta ve Türkiye’den yapılan başvuru süresi 3-4 haftayı bulabilmektedir. Özetle; Türkiye’den yapılan başvurular eğer mülakat yoksa 2-3 haftada, varsa 3-4 haftada sonuçlanmaktadır.

Türkiye’den yapılan başvurular 2 haftada sonuçlanmakta. Fakat 3 iş günü içinde de cevap alırsanız şaşırmayın. Malum döviz yüksek olmasından dolayı başvuru sayısı fazla olmamasından dolayı bazen hızlı cevap gelebilmekte.


https://ingiltererehberi.net/ankara-anlasmasi-vizesi-icin-ne-kadar-ingilizce-bilmeliyim/


Ankara Anlaşması mülakatı ile ilgili detaylı bilgi için bu konudaki yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bu süreler göz önüne alındığında Ankara Anlaşması Vizesi’ne Türkiye’den başvurmak daha avantajlıdır. Zira İngiltere’ye gidip orada kalma durumunda yaşam masrafları ve cebinizden çıkan diğer giderler olacaktır. Fakat Türkiye’den başvurursanız hem düzeninizi bozmayacak, hem de yaşam masraflarından tasarruf etmiş olacaksınız. Bir de hemen sonuç almak gibi bir artınız daha olacak.

Başvuru yaparken İngiltere’de resmi tatil olarak kabul edilen günlerin göz önünde bulundurulması, başvurunun cevap süresinde etkili olmaktadır. Zira yıl sonuna yakın bir zamanda yapılan bir başvuru Noel tatillerine denk geldiğinden dolayı, cevap süresi de buna paralel olarak uzayacaktır..

Sevebilirsin...







İngiltere’deki Elektrik Sistemindeki Farklılık ve Kullanmanız Gereken Adaptör






İngiltere’de farklı kurallar ve alışkanlıklar olduğunu biliyorduk. Trafiğin soldan akması bile zamanla alışılabilir bir şey ama elektrik tesisatı ve prizlerin de farklı olması şaşırtıcı olabilir. Ne de olsa ada ülkesi, dünyadan bağımsız sistemlerinin olması bir bakıma kaçınılmaz.

İngiltere’deki prizler de bizden farklılık gösterir. Bizde ve Avrupa ülkelerinde 2 dişli priz kullanılmakta. Ayrıca prizlere gelen akım miktarı da ülkeye göre değişmekte. Mesela bizim prizlerin çıkış gücü birçok Avrupa ülkesinden daha fazla. Yani biz biraz savurgan davranıyoruz enerji tüketimi konusunda. Prizler ve akımlar farklı olunca haliyle kendi adaptörünüzü gönül rahatlığıyla kullanamıyorsunuz. Zaten dişleri uymuyor en başta. Böyle bir sorunumuz olur da çözümü olmaz mı? Tabii ki de var. Mühendisler bizim adaptörlerimiz için bir dönüştürücü oluşturmuşlar.

Fotoğraftaki gibi bir dönüştürücü birçok elektronik mağazasında satılmakta. İngiltere’deki prizler de ortalama olarak 230v civarında bir çıkış gücüne sahiptirler. Bizde de ortalama buna yakındır. Yani sadece böyle bir aparat alarak laptop, traş aleti gibi elektronik eşyalarınızı kullanabilirsiniz. Daha düşük voltajlarda çalışan bir ürününüz varsa gittiğiniz yerdeki çalışanlardan yardım istemeyi unutmayın. Çünkü eşyanıza gelecek olan fazla elektrik akımı, aşırı ısınmaya yol açıp bozulmalara neden olabilir.

İngiltere’de prizler farklı olduğu için İngiltere’de satılan elektronik ürünlerin de bu prizlere uyumlu olması gerek değil mi? Yani İngiltere’de aldığınız herhangi bir elektronik eşyayı İngiltere dışında kullanmak isterseniz yine aynı sorunla karşılaşacağınız anlamına geliyor.

Türkiye’de de herhangi bir elektrikçiye gitseniz rahatlıkla bulabileceğiniz bir aparat. Ne yazık ki bunu almadan İngiltere’den Türkiye’ye getirdiğiniz elektronik eşyaları kullanamıyorsunuz. Cep telefonu tablet gibi ürünleri Usb bağlantısı sayesinde bilgisayardan ya da Usb adaptörleri ile kullanabilirsiniz ama Usb çıkışı olmayan ürünleri bu aparat olmadan kullanamazsınız.





Sevebilirsin...


İngiltere’de İkinci El Eşyalarımı Nasıl Satarım?






İhtiyaç fazlası eşyanızı atıp kendinize ferah bir alan mı oluşturacaksınız? Ya da yenisini alacaksınız ve eşya atılsın istemiyor musunuz? Belki de Türkiye’ye kesin dönüş yapma kararı aldınız. O zaman eşya satmak en iyi seçenek olabilir. Zaten İngiltere’deki kanunlar gereği ev eşyalarını çöpe atamıyorsunuz, ciddi miktarlarda para cezasına çarptırılabilirsiniz.

Evdeki bir eşyayı atmak için harcayacağınız taşıma bedeli ve ödemeniz gereken vergi miktarı yenisini almaktan daha pahalıya gelebiliyor. Durum böyle olunca da çözüm yollarını sunmak bize düşer. İlk cevabımız yine internet.

Bizdeki spotçular gibi çalışan internet sitelerinden tutun, direkt olarak alıcıya ulaşıp fiyatta pazarlık bile yapabileceğiniz internet siteleri ve telefon uygulamaları mevcut.

Furniture Recycling Shop


“Bize satın” sloganıyla piyasaya çıkan güzide bir internet sitesi. Yaklaşık 12 yıl kadar önce kurulan bir aile şirketi aslında. Stoklarındaki kaliteli ürünleriyle gurur duyan bu şirket, aynı zamanda kendi ellerinde olan eşyaları da yine internet üzerinden ya da mağazalarından satışa sunmaktadır. Birçok yerel işletmeye ve sinema endüstrisine de eşya sattıklarını belirtmekte fayda var.

Peki bu şirkete eşya satmak için ne yapmak gerekiyor? Satmak istediğiniz eşyanın fotoğrafını çekip şirkete mail atıyorsunuz. Onlar da size fiyat teklifleriyle bir geri dönüş yapıyorlar. Ama bu şirketin al-sat üzerine kurulu olduğunu ve sadece mobilya aldıklarını belirtmekte fayda var.

Stuff U Sell


Bu site tam olarak “İşimdeyim gücümdeyim, eşya satmak için ayıracak pek vaktim yok ama eşyalarım çok da ucuza gitmesin.” diyenler için geliyor. Yani sizin yerinize eşyalarınızı satan bir site. Peki nasıl satıyorlar? Öncelikle satmak istediğiniz eşyanızı isterseniz onlar gelip alıyorlar. Bunun için ekstra ücret ödüyorsunuz tabii ki. Ya da size en yakın olan toplama noktasına götürüyorsunuz. Eşyanız profesyonel şekilde fotoğrafı çekilip, açıklaması yazıldıktan sonra eBay üzerinden satışa çıkarılıyor. Size de takip etmeniz için ilan linki gönderiliyor. Daha sonra eşyanız satılınca site kendi komisyonunu kesip kalan parayı size veriyor. Bu komisyon da ürününüzün boyut ve fiyatına göre değişiklik göstermektedir.

eBay


Konusu açılmışken eBay’den bahsetmemek olmaz sanırım. Aslında eBay bir şey alıp satarken ilk tercihimiz olmalı. Çünkü bahsettiğim 2 şirket de kendi mallarını satmak için eBay’i kullanmaktalar. eBay ismi size tanıdık gelmediyse eğer ülkemizdeki uzantısını duyunca bazı soru işaretlerini kafanızdan silmis olacağız. eBay ülkemize “GittiGidiyor” olarak giriş yapmıştır. Bunun sebebi ise gümrük kurallarımızın eBay’in aktif olduğu ülkelerdeki kurallarla farklılık göstermesi. O yüzden tüm eBay politikasını değiştirmek yerine Türkiye e-ticaret piyasasına farklı bir isimle giriş yapmış bulunuyorlar.

Peki bu eBay’de eşya nasıl mı satılır? Cevap çok kolay. Hesap oluşturup satmak istediğiniz eşyanın fotoğrafını yüklüyorsunuz. Güzel bir açıklama yazıp belirlediğiniz fiyattan ya da açık artırma usülü, sizin belirlediğiniz bir süre zarfında satışa sunuyorsunuz. Ürününüz satılırsa da eBay kendi komisyonunu kesip kalan parayı size ödüyor. Ancak ilanı koyduktan sonra gelen mesajlara siz cevap veriyorsunuz ve eşyanızın nasıl taşınacağını siz belirliyorsunuz.

Gumtree


İngiltere’nin en popüler alışveriş sitesi. Aslında alışveriş sitesi olarak bahsetmemiz ne kadar doğru emin değilim. Çünkü Gumtree alışveriş sitesinin ötesinde, o bir topluluk ismi. Bu siteden alışveriş yapabileceğiniz gibi, kayıp evcil hayvan bildirimleri, sosyo-kültürel etkinlikler, iş-işçi arayışı gibi aklınıza gelebilecek her türlü şeyi bulabileceğiniz bir topluluk aslında. İngiltere’de kullanılan en popüler internet sitelerinden bir tanesi olduğu için satmak istediğiniz eşyalarınız için bu siteye de ilan koyabilirsiniz. Hesap açmak ve ilan vermek ücretsiz olsa da ek ücret ödeyip ilanınızı listenin üst sıralarına sabitlemek ve daha çok kişiye ulaşmasını sağlamak gibi ek seçenekler de mevcut.

letgo


Türkçe’ye “Sal gitsin” ya da “Gönder gelsin” diye uyarlayabileceğimiz bir cep telefonu uygulaması. Bu uygulama ile aklınıza gelen her türlü şeyi satabilirsiniz. Şimdilik sattığınız üründen ya da koyduğunuz ilandan herhangi bir ücret almamakta, ancak yakın gelecekte ne olacağı bilinmez. Fakat ürün ilanını en hızlı şekilde verip, müşterilerin size en hızlı şekilde ulaşabileceği bir uygulama. Ayrıca bir müşteri ile anlaştığınız zaman parayı size ya elden veriyor ya da sizin yanınızda hesabınıza gönderiyor. Ürünün nasıl ulaştırılacağı paranın nasıl ödeneceği ise tamamen sizinle müşteri arasındaki anlaşmaya kalmış. Uygulama size herhangi bir ödeme seçeneği sunmuyor.

Bahçe Satışı


Dizilerde ve filmlerde gördüğümüz, özellikle de Amerikan kültüründe garaj satışı olarak tabir edilen satış türü. Nasıl mı oluyor? Eğer oturduğunuz evin genişçe bir ön bahçesi varsa ve önünüzdeki yol insan/araç trafiği bakımından biraz hareketliyse bahçe satışı yapmamanız için sebep yok. Satmak istediklerinizi ön bahçeye çıkarıp -belki bir de kartondan ufak tabela gibi bir şey yapıp- oturup bekleyin. Üstelik paketlemeymiş, kargolamaymış hiçbir şeyle uğraşmazsınız. Ayrıca bu sıkı pazarlıkçı olan İngilizler’e kurban bayramlarında koyun alırken kaptığınız pazarlık yeteneğinizi göstermek için müthiş bir fırsat!

Car Boot Sale


Araba bagajınızı bir pazar tezgahı haline getirebildiğiniz bu sistem ise bildiğimiz pazar mantığıyla çalışmakta. Özellikle yaz aylarında güzel havalarda, okul gibi kamu binalarının bahçelerinde ya da oto pazarlarının çimlik alanlarında yapılmakta.

Pazar alanından bir görünüm




Pazar ya da fuar alanı gibi işleyen bu yerlerde herkes satış yapabilir. Satış yapacağınız aracın büyüklüğüne ya da satış  yapacağınız pazara göre ödediğiniz ücret de farklılık göstermekte. Hatta bazı pazarlar alışveriş yapmak için gelen müşterilerden de küçük de olsa bir ücret talep etmekte. Ön bahçeniz yoksa ya da yeterince insana ulaşamayacağınızı düşünüyorsanız bu tür pazarlar size daha uygun bir seçenek olabilir.

Gazete İlanı


Bildiğimiz gazete ilanı. Bulunduğunuz şehrin yerel gazetesine bir ilan verin ve oradan satmayı deneyin. Üstelik satmak istediğiniz şey 100 sterlinden daha az ise genellikle ilan için bir ücret istemiyorlar.

Rehinci


“Pawn Shop” ismiyle bilinen bu dükkanlar kullanılabilir durumdaki eşyalarınızı değerinin altına hemen alırlar. Amacınız sadece fazla eşyadan kurtulmak ve onu taşımakta da sıkıntı çekmiyorsanız en yakın rehinciye gidip eşyanızı bırakabilirsiniz.

Kısacası eşyalarınızı satmak için birden çok seçenek bulunmaktadır. İnternet seçenekleri için de Facebook grupları, Amazon, Gumtree, Preloved gibi siteler de her zaman bir alternatif oluşturuyor. Kendi zaman ve fiziki olanaklarınıza göre bunlardan bir tanesini seçebilir, eşyalarınızı kolayca satabilirsiniz.





Vize Danışmanlık Firmaları Telefon ve Epostalarınıza Neden Cevap Dönmez?

planı son dönemde artık burdan gideyim de neresi olursa olsun şeklinde bir düşünce halini almaya başladı. Daha iyi bir kariyer ve yaşam am...